14 Haziran 2014 Cumartesi

kısa kısa - on üç

* klişe iyidir. konuya girip geliştirmeyi kolaylaştırır.

* her hikâye gibi unut(ul)ur giderim.

* "yazmak ki yaşamayı yazarak öldürmek ve böylece ondan kurtulmaktır. (ilhan berk, atlas)"

* "kendini uçurumdan aşağı bırak ve kanatlarını düşerken yarat. (ray bradbury)"

* "artık mevsim kış/ serin bir sabahın huzurunda eğilip,/ toprağı öpüyor ölü yapraklar. (yedi güzel adam, galiba üçüncü bölümün başı)"

* trt çok aptalsın.

* yedi güzel adamı üçüncü bölümün ilk çeyreğinde terkettim.

* hangimiz kelimelerin kullanım değeri yerine oyun değerini kullanmadık ki? ama kim ne dersin bu işin ekmeğini murat menteş yedi. bir şaheser iki de tekrar romanla.

* sinopsis: kah o sabah uyandığında henüz onunla karşılaşacağını bilmiyordu. adının rengi olduğunu da. tıpkı kendini komik sanan bir senaristin bu karşılaşmadan kah ve rengi adında bir sitcom çıkartacağını bilmediği gibi.

* o vakitler anlatmak için yaşamak'ı okumuş olsaydım ve kendime bir isim arasaydım "kıyıdan gelen"i seçerdim. kıyıdan gelen: kıyıdan gelip başkenti fetheden yiğit...

* eduardo zalamea, ya da marquez'i keşfeden adamdan şiir gibi bir kitap adı: cuatro años a bordo de mí mismo (kendi kendimin kıyısında dört yıl)

* güneşe doğru yürüyen kadın yüzü diye bir şey var.

* öykücüye, bu coğrafyada on beş yirmi beş yaş arası herkes şairdir, derken hesap hatası yapmışım. herkes şair. yoksa çocuklarımızın adıyla şiir yazar mıydık? pelin, aylin, tülin....

* "meraktan acı çeker gibi gözüken yüzündeki "lütfen doğru söyle" diyen şefkatli ifadenin yerinde, "lütfen yalan söyle ve beni üzme!" diye yalvaran bir bakış belirdi. (orhan pamuk, masumiyet müzesi)"

* anthony burgess, solgun ateş üzerine konuşurken, nabokov dilimizi kullanmayı ve dönüştürmeyi seçmekle, hepimize şeref bahşetmiştir, der. bir yazar için hele de anadili rusça olan, ingilizce'de sonradan eser vermeye başlayan biri için bundan büyük iltifat olabilir mi?

* solgun ateş mi? şiiri okuyan eleştirmenin, şiirin kıyılarına düştüğü notlardan oluşan bir roman.

* "aşk bir buluşmadır çünkü, her zaman gecikmiş bir buluşma. (cevat çapan)"

* roland garros'u, başka bir deyişle fransa açık tenis turnuvası'nı erkeklerde bu yıl da rafael nadal kazandı. bu, son beş tanesi üst üste olmak üzere nadal'ın paris'teki dokuzuncu şampiyonluğu olarak kayıtlara geçti. başka bir deyişle, iki bin dokuz - dördüncü turdaki soderling yenilgisi hâlâ nadal'ın bu turnuvada aldığı tek yenilgi. nadal böylece bu turnuvayı üst üste en çok kazanan oyuncu oldu. "küstah sırp" djokovic ise, ilk kez bu kadar favori geldiği fransa açık'tan "kariyer grand slam"i hayalini başka bahara bırakarak ayrıldı.

* kadınlarda ise, nefes kesen bir final maçının ardından maria sharapova şampiyon oldu. finalde kaybeden simona halep ise gönüllerin şampiyonuydu. sharapova, iki bin dokuz zaferinden sonra "nadal'ı yenip işini kolaylaştıran soderling"e teşekkür eden federer gibi garbine muguruza'ya teşekkür etmedi belki ama muguruza, serena williams'ı iki - sıfır yenerek yılın en büyük süprizini gerçekleştirdi.

* "gece ve milena cesaret ister, yalnızlıktan ve/ sarhoşluktan daha başka şeyler bekler diğer/ kadınlar. (onur akyıl, basmane enternasyonal)"

* onur akyıl harika şiiri basmane enternasyonal'de günün sorusu tadında bir dize kuruyor: bir köşede kaç çiçek durmadan bize açabilir?

* "vurulmak için insan/ bir yeri saklamalı teninde" yine onur akyıl, yine basmane enternasyonal...

* kenarın dilberi nazenin olmaz...

* boşuna demiyoruz, yollar hep bir çembere döner, hikâyeler hep başladığı yerde biter diye. beş bin yıl önce insanlar "tablet"lere yazar, çizer ve okurmuş. bir çoğumuzun elinden düşürmediği elektronik aletlerin de adının "tablet" olması belki de tesadüf değil. belki de, " üçüncü dünya savaşını bilmiyorum ama dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla olacak," diyen albert einstein haklıdır.

* bu defa şarkı yok.

2 yorum:

cecil dedi ki...

sabahın bu erken saati bir de şarkı olsaydı pencereden bakarken güzel olurdu..


bunu nasıl farkediyorum hiç bilmiyorum ,aslında ben imlanın katiliyimdir..

kaybeden simona halep ....

verbumnonfacta dedi ki...

hemen düzelttim. teşekkür ederim.

şarkı ise bir dahaki sefere. bu ara bir serdar ortaç şarkısı üzerine çalışıyorum ama henüz bitmedi.