"yüz"e daha önce itiraz etmiştim.
hâlâ aynı fikirdeyim.
*
ama benimle aynı fikirde olmayan kültür ve turizm bakanlığı, türk sinemasının yolculuğunu fuat uzkınay tarafından bin dokuz yüz on dörtte çekilen ayestefanos abidesinin yıkılışı ile başlatmış. türk sinemasının bu hesaba göre yüzüncü olan yılını da bir takım etkinliklerle kutluyor.
kültür ve turizm bakanı ömer çelik, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "son yıllarda türk sinemasının uluslararası alanda elde ettiği prestijli ödüller, katıldığı uluslararası festivaller geleceğe yönelik umut ve beklentilerimizi daha da yükseltmiştir. türk sinemasının yüzüncü yılını kutladığımız iki bin on dört yılında, bakanlık olarak halkımızın sinemaya olan ilgisini artırmayı hedefliyoruz. geride bıraktığı yüzyılda birçok başarılı ve gurur verici yapımı bizlere armağan eden türk sinemasının en iyi yüz filmini halkımızın oyu ile belirleyeceğiz. akademisyenler, meslek birlikleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından belirlenen beş yüz film arasından seçilen üç film halkımızın oyuna sunulacak. bir eylüle kadar sürecek oylamanın sonuçlarını düzenleyeceğimiz özel bir gece ile kamuoyuna duyuracağız. düzenlenecek gecede seçilen "en iyi yüz türk filmi"ne ait afiş ve görüntüler de bir sergi ile sinemaseverlerle buluşturulacak. ayrıca her filmden bir kostüm tekrar dikilerek kamuoyunun beğenisine sunulacak ve ardından bu kıyafetler açılacak ulusal film arşivi ve sinema müzesi'nde sergilenecek,” demiş.
bekleyelim ve görelim.
bu etkinliklerden biri olan halk oylamasıyla "en iyi yüz türk filmi sizce hangisi?" sorusuna cevap aramak bir eylüle kadar sürecek. katkıda bulunmak isteyenler için ise iki adres söz konusu: burası ve şurası...
bakanlığın son yaptığı açıklamaya göre, başlamasının üzerinden yaklaşık iki hafta geçen oylamada ilk üç: hababam sınıfı (ertem eğilmez), eşkıya (yavuz turgul), babam ve oğlum (çağan ırmak) şeklinde.
asıl garip olan semih kaplanoğlu'un beni darmadağın eden filmi herkes kendi evinde'nin tıpkı sinema dergisi'nin soruşturmasında olduğu gibi bu listede de olmayışı. aslında böyle bir film olmadığını, uydurduğumu, şizofrenin teki olduğumu düşüneceğim ama şizofrenlerin bu durumdan hiçbir zaman şüphelenmediklerini öğrendiğimden bu yana arada bir kendi kendime, "acaba, ben şizofren miyim," diye soruyorum.
hâlâ aynı fikirdeyim.
*
ama benimle aynı fikirde olmayan kültür ve turizm bakanlığı, türk sinemasının yolculuğunu fuat uzkınay tarafından bin dokuz yüz on dörtte çekilen ayestefanos abidesinin yıkılışı ile başlatmış. türk sinemasının bu hesaba göre yüzüncü olan yılını da bir takım etkinliklerle kutluyor.
kültür ve turizm bakanı ömer çelik, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "son yıllarda türk sinemasının uluslararası alanda elde ettiği prestijli ödüller, katıldığı uluslararası festivaller geleceğe yönelik umut ve beklentilerimizi daha da yükseltmiştir. türk sinemasının yüzüncü yılını kutladığımız iki bin on dört yılında, bakanlık olarak halkımızın sinemaya olan ilgisini artırmayı hedefliyoruz. geride bıraktığı yüzyılda birçok başarılı ve gurur verici yapımı bizlere armağan eden türk sinemasının en iyi yüz filmini halkımızın oyu ile belirleyeceğiz. akademisyenler, meslek birlikleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından belirlenen beş yüz film arasından seçilen üç film halkımızın oyuna sunulacak. bir eylüle kadar sürecek oylamanın sonuçlarını düzenleyeceğimiz özel bir gece ile kamuoyuna duyuracağız. düzenlenecek gecede seçilen "en iyi yüz türk filmi"ne ait afiş ve görüntüler de bir sergi ile sinemaseverlerle buluşturulacak. ayrıca her filmden bir kostüm tekrar dikilerek kamuoyunun beğenisine sunulacak ve ardından bu kıyafetler açılacak ulusal film arşivi ve sinema müzesi'nde sergilenecek,” demiş.
bekleyelim ve görelim.
bu etkinliklerden biri olan halk oylamasıyla "en iyi yüz türk filmi sizce hangisi?" sorusuna cevap aramak bir eylüle kadar sürecek. katkıda bulunmak isteyenler için ise iki adres söz konusu: burası ve şurası...
bakanlığın son yaptığı açıklamaya göre, başlamasının üzerinden yaklaşık iki hafta geçen oylamada ilk üç: hababam sınıfı (ertem eğilmez), eşkıya (yavuz turgul), babam ve oğlum (çağan ırmak) şeklinde.
asıl garip olan semih kaplanoğlu'un beni darmadağın eden filmi herkes kendi evinde'nin tıpkı sinema dergisi'nin soruşturmasında olduğu gibi bu listede de olmayışı. aslında böyle bir film olmadığını, uydurduğumu, şizofrenin teki olduğumu düşüneceğim ama şizofrenlerin bu durumdan hiçbir zaman şüphelenmediklerini öğrendiğimden bu yana arada bir kendi kendime, "acaba, ben şizofren miyim," diye soruyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder