30 Ocak 2019 Çarşamba

küstahlık

ruhun bana aç.*

*doğrudur, dizgi ya da düzelti hatası yoktur: ruhunu değil ruhun.

28 Ocak 2019 Pazartesi

tek şiir

süleyman çobanoğlu "özel bir sohbette" ibrahim tenekeci'ye, dergâh'ta yirmi yedi şiir ve üç denemesi yayınlanırken kardeş dergi türk edebiyatı'nda tek bir şiirinin yayınlanmış olmasını anlatıyor:

"türk edebiyatı gözettiğim bir dergiydi. ahmet kabaklı'nın bende izi var. bir gün iki şiirimle birlikte dergiye gittim. acuze ile eski başlıklı şiirler... yayın yönetmeni önce acuze'yi, sonra eski'yi okudu. eski'de bir kelimeye takıldı: fak. "bu fak yerine türkçe bir kelime koysanız" dedi. şiiri aldım ve hışımla oradan çıktım. bu ifade kanımı dondurmuştu. "fak yerine türkçe bir kelime koyalım" diyen biri seçiyordu şiirleri... ne yazık ki acuze'yi almayı unutmuşum. bu şiir türk edebiyatı dergisinde yayınlanan tek şiirimdir."

24 Ocak 2019 Perşembe

nilüfer*

bütün sevda işlerinin -kalbin kalbe temas ettiği hâllerden bahsediyorum elbette- en sonunda vardığı/ varacağı yeri anlatan bir şarkı. her yeri ayrı güzel.

ama ben en çok, "artık geri ver/ geri veremezsin aldıklarını/ artık geri ver/ geri verilmez hiçbir yanılgı," dediği yeri seviyorum.

*: müslüm gürses, nilüfer

21 Ocak 2019 Pazartesi

ruhu yoran hâller

"Sözleri yalan mı diye gözlerinin içine baktım. Evet, yalan söylüyordu. Pek kolaylıkla... Hatta belli belirsiz alay ederek... Yani ne etiyle ne de ruhuyla zerre kadar yorulmamıştı. Oysa insan kötü bir iş yapmak zorunda kalırsa, hiç değilse ruhuyla yorulur."*


*: kemal tahir, esir şehrin insanları

18 Ocak 2019 Cuma

susma hakkı

gündelik hayat bir sürü bubi tuzağı ve mayınla dolu. bunların çoğu da kadın erkek ilişkilerinin güzergâhına yerleştirilmiş. ve biz erkekler için bunlardan kaçmak ise neredeyse imkansız.

mesela, muhatabınız az önce soyunma kabininden çıkmıştır. ya da siz odaya girdiğinizde ayna karşısındadır. elleri kıyafetine çeki düzen verirken bir yandan da her açıdan kendine bakmaktadır. derken, o kaçınılmaz an gelir: ya kilo aldığını söyleyecektir ya da bir yerlerinin küçük veya büyük olduğunu.

buna şahit olan erkek kesinlikle susmak zorundadır. emin olun, yapabileceği daha iyi bir hamle, seçebileceği daha iyi bir strateji henüz icat edilmemiştir.

yanıldığını söylemeyi bir deneyin bakalım. en hafifinden kadınlarla ilgili bir şey bilmemekle suçlanırsınız. muhatabınızın aynada şahit olduğu facianın boyutuna göre, ne körlüğünüz kalır, ne yağcılığınız ne de geri zekalılığınız.

cesaretiniz varsa, haklı olduğu söyleyin. öldünüz.

en kabul edilemez cevap yarışmasının birincisi ise, abarttığını söylemektir. her harfinden, her tınısından riyakârlık damlar. öyle ki yere düşen damlaların sesinden bir süre hiç kimse bir şey duyamaz. "haklısın ama dert ettiğin kadar da değil". hangi kadın bunu duymak ister ki?

16 Ocak 2019 Çarşamba

günün sorusu: ses

ormanda bir ağaç devrilse, devrilirken çıkardığı sesi duyan olmazsa o ses, ses midir?

14 Ocak 2019 Pazartesi

dakika ve skor

"Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. Kitaplar, sanki asla geri dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları gibi, bir ihtiyaç ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana. Oysa orada kalmaya devam ettikleri sürece onları birbirlerine yamadığımızı zannederiz. Üstlerinde gün, ay ve yıl yazan sayısız kitap gördüm ben; gizli bir takvimi oluşturur hepsi. Başkaları ise ödünç vermeden önce adlarını yazarlar ilk sayfaya, teslim edecekleri kişiyi defterlerine kaydedip bir de tarih atarlar yanına. Tıpkı kütüphanedekiler gibi damgalı kitaplar gördüm, yahut içlerine sahiplerinin kartları yerleştirilmiş olanlar. Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz."*


*: carlos maría domínguez, kâğıt ev - çeviri: seda ersavcı

11 Ocak 2019 Cuma

me-caz

gördüğünüz:
şizofrenim
şizofrensin
şizofren
aslında olan:
benim şizofrenim
sen şizofrensin
evet! şizofren
*

en başta ismin yüklem görevinde çekimi sandınız değil mi? diyeceğim o ki, metinler sadece bizim anladığımızı söylemiyor olabilir. hele de bu blogtakiler...

9 Ocak 2019 Çarşamba

kutulamak

seni, sen olarak özlüyorum.

seni, sen olarak...

ne kadar güzel bir cümle değil mi? özlem dolu bir kısa mesajı, hatta e-postayı bu tek cümleyle halledebilirsiniz. sosyal medyanın herhangi bir mecrasında karşınıza çıksa 'like'lara, 'beğeni'lere boğarsınız.

aslına bakarsanız, son anda sosyal medya örneğini vermem boşuna değil. çünkü tam da sosyal medyalık bir cümle; şekil olarak doğru, görünüşte şık ama gerçekle bağı neredeyse yok.

sen dediğimiz kimdir? bakınca gördüğümüz kişi mi? tanıdığımız, anladığımız, seviştiğimiz, yolculuğa çıktığımız...

tanıdığımız diyenler çıkacaktır. birini tanımanın olanaksızlığını göz ardı edenler tayfası yani. bunu, "seni tanıyamayabilirim ama anlayabilirim," diyen birisi olarak söylüyorum. kaldı ki, her türden iletişimin anlam kaybına neden olduğunu fark edince "hissediyorum," demeye başladım. "bu bir his sadece."

zaman geçti. belki büyüdüm belki bir şeyler öğrendim. bunun da yanlış olduğunu fark ettim: ne tanıyoruz ne anlıyoruz ne de hissediyoruz. yaptığımız tek şey muhatabımızı kutulamak ve daha en başta onun hakkında verdiğimiz bir karar, edindiğimiz fikir vasıtasıyla onunla olan ilişkimizi dizayn etmek.

tam da bu nedenle, kumar yüzünden evliliğinin sallantıda olduğunu öğrendiğimizde çok şaşırıyoruz. çünkü son bir yıldır çok yakındık. ne yaparsak yapalım kumar ve onu bir araya getiremiyoruz da "allah allah! iyi çocuktur, mümkün değil yapmaz öyle şey," diyoruz. oysa eski tip, bataklık diye tabir edilen mekanlara gitmesine gerek yok bunun için. bir kredi kartı ve bahis sitesi üyeliği yeterli. her şey bu kadar kolay olduğu, insan davranışları en az ruhu kadar sınırsız olduğu halde şaşırıyoruz. çünkü daha en başta onu sıkıştırdığımız çerçevenin içinde bu yoktu.

mesela, kız sana "arjantin iyi güzel de almanya daha emniyetli" demeye getirmiş, isfahan'da başlayıp buhara ve taşkent'e uzanan bir balayı yerine dubai'de yıldız zengini otellerden birini tercih etmiş ama sen onu "tutku dolu" diye anlatmaya devam etmişsin. üstelik, daha ilk günlerde "baştan ayağa mantık" olduğunu söylemişken.

7 Ocak 2019 Pazartesi

tehlikeli şiirler - otuz dokuz

bugün tehlikeli şiirler okuyalım leyla
osman konuk'tan kır düğünü* mesela

"80’lerin slow şarkılarıdır sebep biraz da
İnsanları sömürgecilerine benzeten
Keten takımlar, tango, fiyonklu masa örtüleri
Dersu uzala'dan dersler çıkarmak
Gelin bilkent'te iç mimari, baba koç'ta genel köle
Her gramı çok değerli elliiki kilo anne
Zaten amaç elliiki yıl sonra
Hiç bakılmayacak fotoğraflarda en iyi yeri kapmak
Bir Kutlu hikayesine giremeyecek tipler işte
Damat her şeyi kaydediyor
El kamerasıyla gerdeğe girmek deyimini bilmiyor çünkü
Oluyor böyle şeyler salaklık endüstrisinde

Dilekler tekrarlanır, müzik tekrarlanır
Belki yakışırdı beyaz bu kadar tekrarlanmasa
O kötü gülümsemeye verilmez bu kadar para
Gelin habersiz; bu düğün daha önce de yapıldı
Yeminli örnek deyimini bilmiyor çünkü

Benimle tekrar edin!

İlk beş sene çocuk istemeyecekler
İkinci beş yıl nasıl geçti anlamadan
Üçüncü beş sene de çocuk onları istemez
Bir sürü albüm, bir sürü diyet kupürü, bir sürü…
Ankastre mutfağında aval aval bakınarak
Bu bakınma daha önce de yapıldı
Gelinliği faize sevim'den annesi şahit
Oysa her şey çok özel olacaktı geline göre
Her şey çok genel oldu sonucu niye

Bağlamı farklı ama eren'lle konuştuyduk
Arjantin'e aşık olur, almanya'yla evleniriz"


*: beyaz savunma, cilt-I

2 Ocak 2019 Çarşamba

ismet bey

dostlarım, mustafa kutlu'ya olan hürmetimi bilir. ki, hayallerimden biridir bir gün 'dergâh'ın kapısından girip 'hacı' ellerini öpmek ve lütfederse bir bardak çayını içmek. ismet özel'e gelince; türkçenin en büyük şairi, diyorum, daha ne olsun...

twitter sayesinde haberim oldu. meğer mustafa kutlu, mavera vakfı'nın düzenlediği bir söyleşiye katılmış ve sorulara yanıt vermiş. bunlardan biri de, dergâh dergisi'nin kuruluşunda birlikte çalıştıkları ismet özel üzerine. eminim kimse şaşırmamıştır.

"ismet bey hakkında konuşmak fevkalâde zordur. çünkü ismet bey'in kendisi zordur. trajik bir adamdır. kimseyle imtizaç etmesi mümkün değildir. mafevkimde kimse yok, demektedir. buna da hakkı vardır. son büyük türk şairi olarak kabul ederim kendisini. fikriyatına da saygı duyarım. fakat mizacı ve yürüdüğü yol bakımından daima uçlarda dolaşan, daima ne yapacağı çok belli olmayan, nerede ne söyleyeceği çok hesaba kitaba gelmeyen fevkalade derin fakat bir o kadar geçimsiz önemli bir fikir adamıdır. ama şiiri bence onun da önündedir."

merkez üs: https://www.yenisafak.com/video-galeri/hayat/mustafa-kutlu-aydinimiz-dindar-olmaktan-korkar-2188095

uzun hâli ise buradan başlıyor.