*
loş, neredeyse karanlık bir odada sertliğini şu an bile hissettiğim rahatsız bir yatakta uykuyla uyanıklık arasında yatıyorum.
hasta mıyım yoksa geceye galip gelen yaz sıcağı mı, bilmiyorum. bildiğim, bir yangının orta yerinde kalmışcasına ateşler içindeyim.
kapının aralandığını, sessiz adımlarla bir kadının odaya girdiğini görüyorum. düş gördüğümü sanıyorum. evet, bir düşün içinde odaya giren o kadının düş olduğunu sanıyorum.
baş ucuma oturup elini alnıma koyuyor. elleri nasıl da serin. yüzümü rüzgâra dönmüş gibi hissediyorum. o serinlik alnımdan az önce alevler içinde kavrulan bedenime yayılıyor.
bu defa üşüdüğümü hissediyorum. sanki uyurken üzerim açılmış gibi. üşürsünüz ama uyanıp ne yorganı üzerinize çekebilir ne de bir battaniye bulabilirsiniz ya tam da öyle.
kadın bunu anlamış gibi baş ucumdan kalkıp nereden bulduğunu anlamadığım battaniyeyi üzerime atıyor.
daha iyi diye düşünüyorum. çok geçmeden uyuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder