bu şarkıdaki hafifliği seviyorum. o hafifliği çoğaltan sadeliği... damla eker'in "mütevazı bir katkı"sının da farkındayım. ama bu şarkıyı asıl, "ıssız bir adaya düşsem yanıma alacağım yüz şarkı"dan ikisini hatırlattığı için seviyorum.
ilki aimee mann'dan one... tamam, "one is the loneliest number" falan da ben asla orada durmam ki. alır başımı eşşiz bir sinema deneyimi olan magnolia (1999) filmine giderim. topluca yalnızız şu hayatta. "herkes aynı hayatta"...
ikincisi de, trompet mevzuya dahil olur olmaz aklıma düşen ve dinlediğim ilk andan bu yana yanımdan ayırmadığım chris isaak şarkısı blue spanish sky... o da "beni ben yapan filmler"den from here to eternity(1953) filminin erkek dostluğunu kutsayan sahnesine götürür.
ama burada duralım. çok uzaklaşmayalım.
2 yorum:
Issız ada deyince aklıma ‘bowie’ ve ‘ashes to ashes’dan başka seçenek gelmiyor sevgili vnf(:
kalan doksan dokuzunu düşüneyim, içim bir hoş oldu, fevkalade şarkılar...
bowie başlangıcına baktım da korkarım benim listem sizinki kadar klas olmaz. mesela ben hüseyin kağıt'tan canlı performans "leyla mecnun aşk görsün"ü de alırım muhtemelen. ve bir türk büyüğünün "ankara'nın bağları" için söylediği gibi: bu şarkıya oyun havası muamelesi yapanın kalbini kırarım.
diğer yandan, bambaşka abir liste yapar, hunger'ı alırdım ben bowie söz konusuysa. çünkü, beni ben yapan filmlerdendir. üstelik susan sarandon da var.
Yorum Gönder