10 Ağustos 2011 Çarşamba

ağır roman (1997)

metin kaçan'ın resmi kayıtlara göre teyyare, sakinlerinin kullandığı isimle kolera sokağı'nda geçenleri anlattığı uzun öykü. aynı zamanda her türden insanın yaşadığı bu sokağı yine sokaktakilerin diliyle anlatan iyi bir örnek.

bu kitabın mustafa altıoklar'ın şaibeli ellerine düştüğünü öğrenince içimizde iki korku birden büyümüştü: birincisi, yönetmenin popüler olandan yana zarını atması, ikincisi de anlatının hem dil hem de kurgu bakımından sinema için uygun olmaması.

ama roman sinema perdesine yansıyınca, ortaya dili, kurgusu, müziği ve oyunculukları ile yönetmeninin belki de hayatı boyunca aşamayacağı, herkesi şaşırtan bir film çıktı.

'mahallenin en güzel abisi' sado-burak sergen, 'kötü adam' reis-mustafa uğurlu), berber ali-savaş dinçel, tina-müjde ar ve salih-okan bayülgen bize, zamanın ruhuna denk düşen yüzlerle aşkı, arkadaşlığı bu yitip gidenlere dair yürek burkan öyküyle anlatırlar.

fonda ise, bazan cem karaca: resimdeki gözyaşları, bazan orhan gencebay: hatasız kul olmaz...

metin kaçan'ın şair dediği ve yönetmen mustafa altıoklar'ın da akıllı bir tercihle filme dahil ettiği evsizler zaman zaman dile gelir ve bir yandan kitapla film arasındaki boşluk dolarken kitaba tat katan bir çok cümle de ziyan olmaktan kurtulur.

kendisiyle yapılan bir röportajda, annesi ve babası ayrıldıktan sonra yatılı okula giden ve oradaki çocuklar onu sevsin diye sürekli şakalar, espriler yapan bir çocuğu anlatan okan bayülgen ise benim için bu macerada en çok öne çıkan kişidir. o röportajdan sonra onu daha çok sevmiştim. ve bir defa daha anladım ki, mizah hüzünden beslenir.

filmde tina ve salih arasındaki ilk an tina'nın dudaklarından havaya savrulan dumanın salih'in ciğerlerinde son bulan yolculuğunun estetiği ile nihayetlenirken ilk anın hikayesi kitapta daha acımasızdır:

"bak canikom sen iyi kalpli bir insansın. fakat bazı şeyler var ki onları mutlaka bilmelisin. şimdi bana aşık olduğunu falan zannediyorsun ama gerçek bu değil. bu üç günlük bir şey. sana vermesine veririm, hatta köpekler gibi sevişiriz ancak bu iş nereye kadar gider? beşinci günde senin komplekslerinle ve geçmişimi yüzüme vurmanla karşılaşmak istemiyorum. istersen bir deneyelim. benim için hiç farketmez, aşkımız felaketle sonuçlanınca sakın kendini harap etme canikom."

*

biz kitaptaki gibi bitirelim; her şey biteviye kirlenirken ve değişirken, aynada gençliğini seyre dalan salih, yenilgiyi kabul eder ve sado'nun yadigarı sustalıyı bileklerine indirir.

5 yorum:

cecil dedi ki...

güzel film di..

verbumnonfacta dedi ki...

hala öyle.
hala içimi acıtıyor.
hala çok seviyorum.

cecil dedi ki...

sevdiklerimi tekrar tekrar izlemeye bayılırım..

verbumnonfacta dedi ki...

tekrar tekrar izlemeye, okumaya, dinlemeye...

G R İ ❥ dedi ki...

cok guzel ve kalite bir yapim .. yeri ayri ..