avrupalı bir şehrin sokaklarında yürüyorduk ve bir ilişkide geri dönülmez o noktanın muhatabımızın onu sevdiğimizden emin olduğu an olduğunu ikimiz de biliyorduk.
sevgilisi, "vnf.? ne ayak?" demiş. "neden bu kadar samimisiniz? neden senin için kıymetli? onun fikrini almadan bir odadan diğerine bile geçmiyorsun. elindeki kitabın bile onun tavsiyesi olduğuna eminim."
aldığı eğitim, yetiştiği çevre, dünyaya bakışıyla alakası olmayan bir adam çıkmış sevgilisinin içinden. huysuzluklar, sorular, cevapları beğenmemeler benzeri bir sürü şey daha.
bunları bilmiyordum doğal olarak. arayıp sormaları kesilince, "mutlu herhalde," demiştim. çünkü mutlu insanlar içine kapanır, kelimenin tam manasıyla anın tadını çıkarır. bazan, söz gelimi bulaşık yıkarken aklıma gelir, "eleman iyi sevişiyor herhalde" der, kendi kendime gülümserdim.
aramadım, yazmadım. öyle zamanlarda arayıp sormayı sevmem çünkü. daha doğrusu tercih etmem. uygun olmayan bir ana denk gelme ihtimali çoktur. o riski, prensip olarak almam. kaldı ki, sevgilisiyle de resmi olarak tanışmamış, henüz beraber zaman geçirmemiştik.
yani araya zaman girmesine çok aldırmadım. bazan özledim ama o tarafa bakmadım, hamle etmedim. öyle öyle ayları, hatta bir kaç yılı devirdik.
"sana bunu açıklayamazdım," dedi. ona zaten açıklayamadım. "deliler gibi sevdiği biri var," dedim, duymadı bile. "beni üniversite yıllarında tanımayı, üniversite arkadaşı olmayı isterdi," dedim, yüzüme manyakmışım gibi baktı.
ben de, "o anlar," dedim içimden. kaldı ki seninle ben, araya zaman bile girse, akşam ezanıyla evlere dağılmış da sabah boş arsada top oynamak için bir araya gelmiş çocuklar gibi kaldığımız yerden devam edebiliriz.
ettik de...
"ya," dedim, kahve sırasında, bardağına tom waits yazılacak kahvemi beklerken.
"miami'den yolladığın o kartpostalı görmeseydim?"
reklam broşürleri ve fatura bildirimleri ile tıka basa dolu posta kutusunu boşaltırken dikkatli olmasaydım? beklediği bir mektup olmayanlara özgü bir rahatlıkla hepsini birden kağıt çöpüne atmış olsaydım? o kartpostal arasına girdiği reklam broşürünün içinden başını uzatmamış olsaydı?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder