22 Aralık 2020 Salı

teknolojik gelişmeler

evet, ben de cep telefonuna uzun bir süre karşı durduktan sonra onun köpeği olanlardanım. ama internetin mobil olanını kullanmıyorum hâlâ. en azından sokakta, kırda, bayırda, tarlada bazı şeylerden uzak kalalım diye.

çünkü, büyük fotoğrafa bakınca, "teknoloji bizden aldıklarını geri versin biz de ondan aldıklarımızı," diyen türkçenin en büyük şairine katılmamak mümkün değil.

akıllı telefonla ilk tanışmam da 'çok iyi' fotoğraf çeken bir telefon arzusu yüzünden olmuştu. peşi sıra whatsapple tanıştım. telefonumdaki en sevdiğim iki uygulamadan biri ama en çok kullandığım olduğu kesin.

sadece mesajlaşmak, görüntülü ya da görüntüsüz görüşme yapmak için değil başka zamanlar da harcarım onunla. mesela, hikâyelerin çoğuna bakarım. silmemişsem, eski muhabbetleri okurum bazan. bazan değişen profil fotoğraflarına bakarım.

profil fotoğrafı kullanmayan arkadaşlarıma gıcık oluyorum bu arada. son görülmesi kapalı bir kızla gerçekten olmaz. elimde değil, bunda güven duygusunu zedeleyen bir yan var benim için. bir insan neden son görülmesini saklamak ister ki?

geçenlerde biri profil fotoğrafını mesaj panosu yapmıştı. geri zekalı!.. dikkat etmedim ama kesin "dahi anlamındaki -de ve -da'lar"ı bitişik yazmıştır. yok neymiş, telefonu ona ihanet etmiş de evi terkederken bütün numaraları beraberinde götürmüş falan... uyduruyor olabilirim ama ana fikir buydu. çeteyi toplamak için mahalle ve okuldan arkadaşlarının kendisine mesaj atmalarını istiyordu 'bu mesajı görenler'den.

o mesajı tam atacaktım ama bir şey beni tuttu. tutan şeyi anlatmak isterdim ama konu dağılmasın şimdi. sonra, "çok istiyorsa o beni bulsun," dedim. ne de olsa isteyen bir yolunu bulur.

isteyen o filmi seyreder. şarkıyı dinler.

4 yorum:

Elisabeth Vogler dedi ki...

son görülmesi de mavi tik'i de kapalı bi insan olarak bildiriyorum, bunlar da benim özgürlüğümü kısıtlayan şeyler gibi geliyor. o mesajı okuyup okumadığımı, en son ne zaman girdiğimi başka bir insan neden bilmeye ihtiyaç duysun ki? duymasın.

verbumnonfacta dedi ki...

profil fotoğrafı var mı? :)

ben kimsenin son görülmesini görmek, bilmek istemiyorum. o rakamlar umrumda bile değil. sadece bunun bilinmesinin istenmiyor oluşunu anlayamıyorum ve bu tavırda bir sıkıntı var benim için. bu, güven zedeleyen bir şey olduğum yerden bakınca.

mesajı gördüm, okudum, ama cevap vermek istemedim/ verecek cevabım yok/ seninle muhatap olmak istemiyorum/ yanıtlamaya zamanım yok/ buna sonra yanıt vereceğim/ sana ne vs. diyecek kadar cesur olmalı insan. kişiler yaptığı ya da yapmadığı şeyin sorumluluğunu almalı, arkasında durmalı.

elbette istisnası var. danışmanı olduğunuz milletvekili beş dakika önce ayaktaymış nasıl olsa diyerek gecenin ikisinde bilmem ne rakamlarını sormasın diye diğer danışman arkadaşlarla ortak karar alıp kapatmış olabilirsiniz. ya da giderek normalleşen şu günlerde  whatsapp sınıf gruplarında öğrencilerin tacizinden uzak kalmak için.

bu gibi sebeplerini bilmediğim durumlarda ise elimde olmadan aynı şeyi hissetmeye devam edeceğim.

tabiî, birileri çıkıp da freud'a göre bu şekilde düşünmenin sıkıntılı olduğunu söyleyebilir. söylesin.

Elisabeth Vogler dedi ki...

kimlik tespiti yapılamayacak bir profil fotoğrafım var evet:)

sanırım bu konunun iki ucundayız. şöyle ki insanın bu kadar ulaşılabilir olmasını sevmiyorum. mesaj attın, ve o bana belli ki ulaştı. bundan sonrası benim düşünme ve eyleme sürecim, senin buna bu kadar müdahil olma ve bilgi sahibi olma hakkın neden olsun ki? "mesajı gördüm, okudum, ama cevap vermek istemedim/ verecek cevabım yok/ seninle muhatap olmak istemiyorum/ yanıtlamaya zamanım yok/ buna sonra yanıt vereceğim/ sana ne vs." demek ya da dememek bir cesaret işi de değil, özel bir alan, bunu bile bilmek istemek aşırı değil mi biraz eğer en yakınlarından bahsetmiyorsak ki en yakınlarımdan birine mesaj atıyorsam ve çevrimiçi olduğu halde cevap vermiyorsa aşağı yukarı ne olduğunu biliyorum, bunun üzerine bir beklentim yok mesela. ya da o insanın telefonuyla kurduğu ilişkiyi o mesajı en geç ne zaman göreceğine dair kesin'e yakın tahminlerim var. bu yüzden en yakınlarımın bile benimle bu bilgileri paylaşmıyor oluşlarına bir sakınca görmüyorum.

bilemiyorum bu durum bana aşırı geliyor, aşırı dahil olma, aşırı kontrolcü olma, kişisel alana aşırı merak ve ilgi gibi geliyor. açıkçası bazen de hadsizlik. düşünsene tercihime sunulmuş bir özelliği kullanıp kullanmama hakkımı bile bir sebebe bağlamam bekleniyor: yoğunluk, çok önemli bir iş yapıyor olma durumu vs.. senin bakış açını da anlıyorum, birçok insan böyle. ben de uygulamayla tanışır tanışmaz bu tercihleri yapmadım, zaman ve deneyim bakış açımı bu yönde etkiledi. şimdi ben neden güvenilmez olayım, değilim. :)

verbumnonfacta dedi ki...

sümme haşa, ne size ne de bir başkasına güvenilmez diyorum ben. bahsi geçen konuda önü alınamaz hislerimden bahsediyorum sadece.

ve bu özelliğin kullanılmasını o bir kaç rakamı merak ettiğim, bilmek istediğim, kontrol ettiğim için istemiyorum. sadece bu özellikten vazgeçilmesini anlamsız buluyorum ve yadırgıyorum kendi iklimimde.

bir de, profil fotoğrafı hanesinin boş kalması hazzetmediğim. vesikalık fotoğrafa gerek yok yani. kelebekler uçuşsa, göğün mavisinde bulutlar kalyon misali yüzse de olur. kaldı ki bu gözler, elalemin ellerini kendine profil fotoğrafı yapanları bile gördü.

son olarak bir sır vereyim mi? benim profil fotoğrafım var, son görülme ve okundu bildirimlerim açık ama ulaşılabilir olduğumu kimse söyleyemez :)