29 Ekim 2012 Pazartesi

karşılaşmalar

"iyi eğitilmiş, çok sevilmiş, sağlıklı yemekler yemiş, sevişmeyi erken öğrenmiş kolejli kızların akıl uçuran duruluğu vardı beyaz yüzünde. (m. uyurkulak, tol)"

*

"kapıyı açınca hiç tanımadığı genç bir kızla karşılaştı. alacalı bulacalı elbiseleri, parlak takıları, ağır makyajı ve mor ojeli tırnaklarıyla kızın mahalle güzellerinden tek eksiği güzelliğiydi. (a. canıgüz, tatlı rüyalar)"

*

"birileri tülay kayalı'ya, bir zamanlar, epey eski bir zamanda şirin olduğunu söylemiş, tülay kayalı'da o şirinlik ödülü alan yeni yetme kız poz ve mimiklerini bozmadan bugüne kadar saklamıştı. ve artık bu yaşında ve bu konumunda 'şirin kız' sırıtıyordu. (m. murat somer, hop-çiki-yaya serisi- kaderin peşinde)"

*

zeyl: yüzünü gölgeleyen upuzun kirpiklerinin çırpınışına bakarak, "göz kapaklarınızdaki kaslar çok güçlü olmalı," dedim. "yoksa bu uzunluktaki kirpikleri mümkün değil kaldıramazlardı." önce bana, sonra yandaki masaya bakarak tebessüm etti. böylece, sağ gamzesiyle de tanıştık. yüzünde aynı tebessüm, derin bir kuyuya bakar gibi gözlerime baktı. "evet, çok güçlü. öyle ki, onlarla gazoz kapağı bile açabiliyorum."

tam bu sırada, kaçış öyküsünün son paragrafını söylemekte olan rilke mikrofona biraz daha yaklaştı.

Hiç yorum yok: