her şey gibi aşk da biter. uzaklaşır.
vurulan birinin yaranın sıcaklığıyla vurulduğunu hissetmemesi gibi biz de bitişleri hissetmeyiz. ya da görmezden geliriz. hatta kabullenmeyiz.
ama bitmiştir. anlamak içinse içimizden başka yerlere bakmamız gerekir.
tıpkı çizgi film kahramanları gibi... hani, kovalamacanın sonunda bir uçurum vardır ve hızını alamayan kahramanımız bir süre boşlukta yol alır. sonra durur. ilk önce aşağıya, peşi sıra şaşkın bir ifadeyle biz seyredenlere bakar.
ve düşer.
vurulan birinin yaranın sıcaklığıyla vurulduğunu hissetmemesi gibi biz de bitişleri hissetmeyiz. ya da görmezden geliriz. hatta kabullenmeyiz.
ama bitmiştir. anlamak içinse içimizden başka yerlere bakmamız gerekir.
tıpkı çizgi film kahramanları gibi... hani, kovalamacanın sonunda bir uçurum vardır ve hızını alamayan kahramanımız bir süre boşlukta yol alır. sonra durur. ilk önce aşağıya, peşi sıra şaşkın bir ifadeyle biz seyredenlere bakar.
ve düşer.
4 yorum:
aşk hiç biter mi?
http://www.youtube.com/watch?v=e2qWTtnZTNQ
biter.
hep biter.
'anlamak için içimizden başka yere bakmaliyiz.'
içimizden daha iyi anlatabilecek neresi var ki,
tüm merakimla.
"aslolan gözlerimiz kapalıyken gördüklerimizdir" diyen birisi içinden başka bir yere bakabilir mi hiç?
ama oradaki "aşk" duygularımız değil, bir ilişki biçimi olarak "aşk". bittiğini anlamak için de, mesela, "seni seviyorum"ların tıpkı "herkese selamlar" bitiş cümleleri gibi göreve dönüştüğünü anlamak için içimize değil -çünkü orada bir çok şey yerli yerindedir hâlâ- çizgi film kahramanları gibi etrafa bakmak şart.
belki o zaman, birinci çalışta açılan telefonların artık üçüncü beşinci çalışta açıldığını, muhatabımızın bir can taşır gibi yanından hiç ayırmadığı telefonunu bir yerlerde unutmaya başladığını fark edebiliriz.
Yorum Gönder