Rene Girard, (Fransız bir eleştirmen ve düşünür) istenilen obje (illa somut bir şey olması gerekmez) ile isteyen özne arasındaki ilişkide üçüncü bir şey olduğunu söyler. Girard, bu aradaki şeyi "mediator" (Türkçe: arabulucu) olarak adlandırır. Bu mediator'dan kasıt, bir rol modeldir. Tabii birden fazla rol model de olabilir; evde anne-babamız, okulda öğretmenimiz veya bir sınıf arkadaşımız... ya da hayranı olduğumuz bir şarkıcı vb. Diğer bir deyişle, bir şeyi yaparken "Hiç aklımda yoktu, öyle içimden geldi." diyerek yapmıyoruz; rol model olarak aldığımız kişiler yaptığı için biz de istiyoruz, diyor Girard. Girard’ın bakış açısıyla bakarsak, kişi "muhatabının kendisinde gördüğü kişi" olmaya çalışmıyor; "muhatabında gördüğü kişi" olmaya çalışıyor.
Benim bakış açımdan bakarsak da, öyle sanıyorum tüm bunların altında yatan şeyin daha ilkel bir sebebi var: kabul görmek; bir sürüye ait olmak için (malum sürüden ayrılanı kurt kapar)... Zira yapayalnız olsaydık, ne düşündüğümüz çok da fark etmezdi. Ayrıca, çıkarlarımız var; muhatabımızla ortak bir paydada buluşamazsak, kuramayacağımız sosyal ilişkiler üzerinden elde edemeyeceğimiz çıkarlar.
2 yorum:
kendi görünmezliği içinde kaybolup içindekileri yitirdiği zaman. altmışa doğru hızla koşarken, yılların da buna yardımı olduğunu hissediyorum artık.
Rene Girard, (Fransız bir eleştirmen ve düşünür) istenilen obje (illa somut bir şey olması gerekmez) ile isteyen özne arasındaki ilişkide üçüncü bir şey olduğunu söyler. Girard, bu aradaki şeyi "mediator" (Türkçe: arabulucu) olarak adlandırır. Bu mediator'dan kasıt, bir rol modeldir. Tabii birden fazla rol model de olabilir; evde anne-babamız, okulda öğretmenimiz veya bir sınıf arkadaşımız... ya da hayranı olduğumuz bir şarkıcı vb. Diğer bir deyişle, bir şeyi yaparken "Hiç aklımda yoktu, öyle içimden geldi." diyerek yapmıyoruz; rol model olarak aldığımız kişiler yaptığı için biz de istiyoruz, diyor Girard. Girard’ın bakış açısıyla bakarsak, kişi "muhatabının kendisinde gördüğü kişi" olmaya çalışmıyor; "muhatabında gördüğü kişi" olmaya çalışıyor.
Benim bakış açımdan bakarsak da, öyle sanıyorum tüm bunların altında yatan şeyin daha ilkel bir sebebi var: kabul görmek; bir sürüye ait olmak için (malum sürüden ayrılanı kurt kapar)... Zira yapayalnız olsaydık, ne düşündüğümüz çok da fark etmezdi. Ayrıca, çıkarlarımız var; muhatabımızla ortak bir paydada buluşamazsak, kuramayacağımız sosyal ilişkiler üzerinden elde edemeyeceğimiz çıkarlar.
Yorum Gönder