Ertesi gün koyun sürüsünü kıra çıkarırken, ekmek torbasını evde unuttu. Akşama kadar aç kaldı, bu yüzden sürüyü köye biraz erken getirdi. Eğer o gün erken dönmeseydi, otlak yerinden geçen bir Çingene kafilesiyle karşılaşacak ve kafiledeki en güzel kızın adının Zahide olduğunu öğrenince kadere gücü yetmeyen ölüm mahkûmları gibi o an sevdalanacaktı. Evini barkını bırakıp Çingene kafilesine katılan Hatip dayım uzak köyler dolaştıktan yedi yıl sonra Zahide yüzünden çıkan bir kavgada bıçaklanarak ölecekti. Ama o gün otlaktan erken döndüğü için bunlar olmadı."*
*: burhan sönmez, masumlar
4 yorum:
''hasan toptaş '' yazmış derdim tüm kitaplarını okumamış olsaydım.
''burhan sönmez'' kuzey kitabında da bu tadı vermişti.
güzel şeyler okumak insana iyi geliyor.
masumlar, arkadaş hediyesi. okumak için ilk elime aldığımda, "aslı varken neden taklidiyle oyalanayım," demiş, okunmamış hasan ali toptaş'lardan birini elime almıştım.
zaman zaman "klişe" dediğim yerler olsa da keyife okudum ve sevdim.
ahh!nasıl eksildiyse kalbimde ismini de eksik yazmışım.ve bu eksilme beni öyle çok üzüyor ki.ne kıyabiliyorum yazdıklarına ne de kabullenebiliyorum.
bu konuda çok düşündüm zamana bıraktım.yapabildiğimiz en üzücü şey zamana bırakmak galiba.
duyduklarımız beni de çok üzmüştü, üzüyor. kendisini savunacak değilim. bedelini ödemesi en büyük dileğim.
bana temas eden yanı yazdıkları olduğu için diğerlerine bakmamaya çalışıyorum. mesela, mesai arkadaşı olsaydık, sohbetimiz bile olamazdı muhtemelen.
diğer yandan yaptıklarının cevabını aldığını, (yetmese de) almaya devam edeceğini, bu yanıyla hiçbir bedel ödemediği hâlde belli bir kesim tarafından hâlâ el üstünde tutulan 'serbes(t) katil'le karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Yorum Gönder