19 Mayıs 2021 Çarşamba

ağlamak

"ağlamak bir muammadır."

twitter, facebook, instagram ve hatta whatsappin durum mesajı hanesi... sosyal medyanın her türü için ne kadar işlevsel bir cümle değil mi? görüntü olarak güzel, kısa ve vurucu olduğu kadar romantik ve vaatkâr üstelik.

belki biz ölümlüler paylaşsa bir şey olmaz ama sarışın, renkli gözlü yazar müsveddesi e.ş(49), gönül adamı ve ailemizin terapisti kemal sayar, takip edememe hastalığından mustarip büyük türk düşünürü dücane beyfendi, aylık çıkan "mizah-edebiyat: ikisi bir arada" dergilerinden birinde iki satır yazısı çıktı diye yazar sıfatıyla gelin güvey olan tiplerden bir tanesi ya da ilahiyatçı kızlara kıyafet ve makyaj malzemesi satan çok takipçili hesaplardan biri paylaşsa binlerce beğeni alır, kitaplara epigraf olurdu.

"tırnak içi" olması boşuna değil bu arada. çünkü başkasından aldım. sandığınız gibi bir şiirden, nihayete erdiğinde boş gözlerle ekrana ya da perdeye bakakalacağınız bir filmden ya da yaz günleri için kitaplığımızda hazır ettiğimiz aşk romanlarından değil ama.

bilimsel bir kitaptan. daha doğrusu charles darwin'in notlar'ından. en doğrusu ise günlük niyetine tuttuğu bin sekiz yüz otuz sekiz tarihli not defterinden bir alıntı bu. darwin henüz otuz yaşında. beagle seyahatinin üzerinden iki yıl geçmiş. yüzmüş yüzmüş evrim fikrinin kuyruğuna gelmiş. insanoğlunun maymundan geldiğini ikna olmuş ama henüz bunu halka ilan etmemiş. 

gülme mevzuunu düşünürken, insanların gülünce tıpkı babunlar gibi köpek dişlerini sergilemelerine bakarak gülmemizin ve gülümsememizin izlerinin maymunların yiyecek bulduklarında diğerlerini haber verme yönteminden kaynaklanabileceğini fark etmiş:"konuya bu şekilde yaklaşmak önemli, gülmek, ulur gibi sesler çıkarmayı değiştirdi, gülümsemek gülmeyi değiştirdi. diğer hayvanlara çeşitli türlerde müjdeli haber vermek için ulumak, avın varlığının bildirilmesi keşfi. belli ki tüm bunlar yardımlaşma arzusundan doğmuştu."

sonra bu düşüncenin devamı gelir, ama darwin, ağlamanın neyin değişmiş hali olduğunu bulamaz. ve bunu üç kelimeyle itiraf eder: "ağlamak bir muammadır."

yoksa, "ağlamak, bozkırı ikiye bölen tren yoluna arkadaş telgraf tellerine asılı kalmış eski bir uçurtma kalıntısıdır," mı demeliydi?

Hiç yorum yok: