"Yeniden suskunluğa gömüldük, rıhtıma çarpan dalgaların sesini dinleyerek sessizce durduk. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, uzun bir zaman olmadı.
Bir de baktım ki ağlıyor. Gözyaşlarıyla ıslanmış yanağına parmağımla dokundum, sonra kolumu omuzuna doladım.
Yaz kokusunu uzun zamandır ilk kez almıştım. Denizin kokusu, uzaktaki trenin düdüğü, bir kızın tenine dokunma hissi, şampuanının limonlu kokusu, akşamüzeri esintisi, umudun titrek ışığı ve yaz rüyası...
Ancak hiçbir şey eskisi gibi değildi; sürekli sağa sola kayıp görüntüyü bozan şeffaf kopya kağıdıyla çoğaltılmış gibiydi her şey ve öncekinden geri dönülmeyecek biçimde farklıydı."*
*: haruki murakami, rüzgârın şarkısını dinle
Bir de baktım ki ağlıyor. Gözyaşlarıyla ıslanmış yanağına parmağımla dokundum, sonra kolumu omuzuna doladım.
Yaz kokusunu uzun zamandır ilk kez almıştım. Denizin kokusu, uzaktaki trenin düdüğü, bir kızın tenine dokunma hissi, şampuanının limonlu kokusu, akşamüzeri esintisi, umudun titrek ışığı ve yaz rüyası...
Ancak hiçbir şey eskisi gibi değildi; sürekli sağa sola kayıp görüntüyü bozan şeffaf kopya kağıdıyla çoğaltılmış gibiydi her şey ve öncekinden geri dönülmeyecek biçimde farklıydı."*
*: haruki murakami, rüzgârın şarkısını dinle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder