25 Şubat 2022 Cuma

bıçak sırtı

ernst bloch'tan nicht mehr ve noch nicht kavramlarını ödünç alarak başlayalım söze.*

/ki bloch evreninde, artık olamayan ve henüz olmayan diye okunabilir bu ifadeler./

hayat dediğimiz şey, "nicht mehr"dan "noch nicht"e bıçak sırtında bir yolculuktan başka bir şey değil. ardımızda kalanın hüznü, önümüzde olabileceklerin umudu.

bıçak sırtında yürümek ise hem meşakkatli hem tehlikeli. hangi yana düşsek uçurum çünkü.

bir taraf akıldışının uçurumu: delilik, toplum dışına itilmek ya da benliğin kaybı. diğer tarafta ise sıradanlık uçurumu: ortalamaya teslimiyet, kendine özgü her şeyin kaybı ya da kendine ihanet.

çoğumuz ya duruyoruz yolun bir yerinde ya da düşmemeye, dengemizi korumaya çalışarak ilerliyoruz adım adım.

korkumuzdan o kadar yavaş ilerliyoruz ki, çoğu kez varamıyoruz diğer yakaya. özümüzdeki iyilik ve güzellik taşıyan her şey potansiyel, aklımızdan geçenler hayal olarak kalıyor.

sonra mı? ölüyoruz....


*:umut ilkesi

2 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

Kesinlikle hayat bu işte, insanın içinden bir türlü çıkamadığı çelişkiler yumağı. yaş arttıkça bu iplere daha çok dolanıyoruz.

verbumnonfacta dedi ki...

insanların, -en basit ifadeyle- gitmekle kalmak arasında hayatlar yaşadığına inanıyorum. bundan başka çelişkimiz olmasa bile yeterli.

ama yaşlanmak da çelişki daha armağan ediyor insana: bir yandan geçmişimizden sürüklediklerimiz çoğalıyor ve daima "aniden manzaraya sırtını dönen huysuz kadının savrulan eteği" gibi dikenlere takılıyor ve manevra kabiliyetimizi elimizden alıyor. diğer yanda ise muhteşem bir sadeleşme yaşıyor insan. söz gelimi ne istediğini öğreniyor insan, "sadece imla kuralları değil, türkçeyi kötü kullanan bir kızla olmaz" diyebiliyor.