1 Mart 2022 Salı

ilk izlenim için tek bir şansın vardır: yirmi iki

önnot: vnf., başlamadan önce leonard cohen ve kris kristofferson için google image araması yapmanızı tavsiye eder. bu aramanın anlamlı olabilmesi için 'altmışların sonu- yetmişlerin başı'na odaklanmak doğrusu olacaktır.

(bir yanda ufak tefek, yakışıklılıktan aldığı nasip az leonard cohen, diğer yanda hem sinema hem müzikte zirveye yürüyen, boylu poslu, "hayvan gibi" yakışıklı kris kristofferson.)

*

"i remember you well in the chelsea hotel" diyerek başlayan leonard cohen harikası chelsea hotel #2, leonard cohen'in new york chelsea hotel'de janis joplin'le geçirdiği günleri anlatır. "kaçamak" da denebilir bu "macera"ya. ama cohen söz konusu olduğundan "sığınmak" demek daha doğru sanki.

tanışmaları otel asansöründe olmuş. cohen kendisi gibi ufak tefek, çipil gözlü, saçları biçimsiz, biraz da şişmanca olan janis joplin'e kimi aradığını sormuş. "kris kristofferson" diye yanıtlamış janis joplin. "o zaman şanslı günündesin," demiş bizimki. "çünkü, kris kristofferson benim!"

2 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

Ne yapsın Joplin bu kadar çok sosyal mecra olmayınca inanmış demek:)
ama kris için yakışıklı diyemeyeceğim, cohen ise hiç değil . eli yüzü düzgün sadece bence.

verbumnonfacta dedi ki...

şimdi olsa instagram sayfasını falan didik didik ederdi değil mi?

sevdiğim bir iddia var. bence doğruluk payı çok fazla. kadınları ikna edemezsiniz, onlar ikna olurlar.

bu hikâyede de cohen'in joplin'i ikna etmediğini, joplin'in ona inanmayı tercih ettiğini söyleyebiliriz.

kris elbette yakışıklı. üstelik hem sinema hem müzikte yıldız mertebesine ulaşmak üzere. bir sürü çekim alanı yani.