3 Aralık 2021 Cuma

özel dil

ne zaman 'özel dil' mevzu bahis olsa ilk örneğim ağır roman'dır. ama ihsan oktay anar'ın kendine has bir lisanla inşa ettiği, sonra da okuru elinden tutup dolaştırdığı masal evrene hayranlığımı inkar edemem.

sene iki bin on bir... semih gümüş bir soruyla, o 'özel dil'in kaynağını ortaya çıkarıyor.

*

- türkçeyi büyük bir zenginlikle kullanıyorsunuz. kimileri dilinizin osmanlıca olduğunu sanıyor. bence kesinlikle bir kalıba sokulamaz. eski sözcüklerle örülü bu dil, yalnızca özel bir dil. ihsan oktay anar'ın özel bir dil yarattığını, dolayısıyla bir dil kalıbına dökülemeyeceğini düşünüyorum. siz ne dersiniz?

- "özel dil" kesinlikle geçerli bir deyiş, dilerim ki benim için de doğrudur. sokaktaki insan (ama her sokaktaki değil, varoşlarda ve ara sokaklarda) dili daha etkili kullanıyordu. artık pek kalmadılar. bunlar klasik argonun mucitleriydi. kelimelerin anlamları yanında etkileri de olduğunu, kime "eşek", kime "merkep" denileceğini biliyorlardı. disipline verilen öğrencisinden hapse atılan kabadayısına kadar baskı altındaydılar ve hepsi ayaklarını yere sağlam basmak zorundaydı. ağızlarından çıkacak bir tek söz bile onların kaderi olurdu. bu yüzden yakın tarih dersinde kopya çekmek veya bıçak kullanmakta olduğu kadar, dilde de usta oldular. hepsi dili "öttüren" adamlardı. bir ölçüde onlar içinde yetiştim. anlattığı dini hikayeler dinleyenleri ağlatınca keyiflenen babam, dayım kocamustafapaşalı arap ihsan'dan (ihsan kömeç), izmir-basmane doğumlu eniştem caner savtur'dan, huzur satranç kahvesi müdavimlerinden, sivas temeltepe er eğitim tugayı bando takımı'nın sabık er trompetçisi, kolordu marşını üflemekle övünen, boş arsalarda futbol oynarken âni hareketlerinden dolayı âni lakabıyla mulakkab kurtuluş özlü'den öğrendiğim şeyler az değildir.

Hiç yorum yok: