29 Nisan 2021 Perşembe

ideolojiler

bazı arkadaşlarımın, "bu kadar okuduğun hâlde nasıl inançlı kalabiliyorsun," diye sorduğu, bazılarının da "kur'an-ı kerim'in türkçesini oku. senin için bir anlam ifade ederse ne âlâ. etmezse de bir şark klasiği okumuş olursun," dediği zamanlardı. dudaklarında ve tırnaklarında kırmızıyı çok seven, daima baştan ayağa siyah giyinen o kadın, "bence siz ideolojisi olamayanların ideolojisine bağlısınız," demişti.

burada olsa muhtemelen yine aynı şeyleri söylerdi. peki ya diğerleri için?

zira öyle zamanlardan geçiyoruz ki, insanlar kendilerini oldukları şeyle değil olmadıklarıyla tanımlıyor. hâl böyle olunca da ortaya antikapitalistmüslümanlar ya da liberalsolcuyoldaşlar gibi garabetler ortaya çıkıyor. akl-ı selim diye bildiğimiz insanlar ırkçı bir partiye, bir yöntem olarak kadınları vitrine koyduğu için oy veriyor ya da sırf namaz kılıyor diye birinin yaptığı onlarca yanlışı savunabiliyor.

ben mi? hiçbir zaman oje sevmedim. makyajı ise bakışıma saldırı olarak gördüm. başkalarınca belirlenmiş sınırlara mecbur kaldığımı hissettim. çünkü biçimi kendim keşfetmeyi severim. sümük yolunun derinliğini, bir nesneye dikkatle bakarken kırışan göz kenarlarını, bir tebessümün dudakların bitiminde meydana getirdiği kıvrılmayı, derin kesilmekle tırnaklara, dolayısıyla ellere yapılan zalimliği...

Hiç yorum yok: