1 Mart 2012 Perşembe

o sahne: in treatment, s01e16

çocukluğu benim gibi eskilerde kalanlar o zamanlar televizyonun nadirattan olduğunu bilirler. üstelik bizim komşumuz yoktu ki, "alamancı komşumuzun siyah beyaz tevesi" olsun. hal böyle olunca bir "meksika sınırı"mız da olmadı. ama konumuz bu değil...

yatılı okul günlerinde ise, tv değil etüd saatlerimiz, her akşam erken yatmalarımız vardı.

bu yüzden bir televizyon kültürüm olmadı. herkesin ezbere bildiği türk filmlerini bilemeyişim, bazı klasik filmler için festival yolu gözlemekten helak oluşum yine aynı sebeptendir.

yine aynı sebeplerden, bir dizimin olması için beklemem ve bir arkadaşımın illegal yoldan çoğaltılmış six feet under cdlerini bana vermesi gerekti. peşi sıra dexter, mad men. şimdilerde ise shameless, behzat ç., leyla ile mecnun.

bir de in treatment...

*

israil televizyonunda yayınlanan betipul adlı dizinin aslına sadık, neredeyse bire bir uyarlaması olan in treatment, çoğunlukla tek mekanda ve iki kişi arasında geçen yirmi beş dakikalık bir drama. ve bölümlerin süresinin kısa oluşu sıkıcılık ihtimalini ortadan kaldıran bir etken.

senaryo çok iyi ve iyi yazılmış diyaloglar, işin içine bir de görüşme odasının mahremiyeti girince dizinin çekiciliği tavan yapıyor. tıpkı günah çıkartma seansını dinlemek, bir günlüğü okumak, gizlice bir soyunma kabinini seyretmek gibi. sırlar, bir türlü ifade edilemeyen duygular, saklı öfkeler, ihanetler, kısaca insanları maskeleri olmadan görmenin cazibesi.

esas oğlan, yani dr. paul weston'ı miller's crossing, dead man ve the usual suspects'te oynayan ve hollywood muktedirlerince al pacino'nun yedeği olarak saklandığını düşündüğüm gabriel byrne canlandırıyor. belki the usual suspects sayesinde yedek kulübesinden kurtulabilir ya da başka bir takıma transfer olabilirdi ama kimin gözü kevin spacey'den başkasını görebildi ki?

fakat 'terapi'de çok iyi; hem de altın küre kazanacak kadar. yine, paul'ün iki sezon boyunca haftanın son günü terapiye gittiği, aynı zamanda hocası da olan gina'ya hayat veren diane wiest de bu rolüyle emmy kazandı.

sadece bu iki oyuncu değil diğer oyuncular da övgüyü hak ediyor. öyle ki, ilk sezonun hastalarından sophie'yi canlandıran mia wasikowska, bilindiği gibi iyileştikten sonra tim burton'u takip ederek "harikalar diyarı"na gitmişti.

*

laura da yolu bu odaya düşen hastalardan biri. nemfomaniden muzdarip. sonu evlilikle bitecekken erkek arkadaşının, tanrıya "beni seninle birlikte uzun ve sonsuz bir ölümden beni kurtardı," diye şükrederek sonlandıracağı bir ilişkisi var. bir gün doktoruna, uzun zamandır ona meftun olduğunu açıklar. etik olmayan bu durum karşısında, hastasını başka bir doktora yollamayı düşünen doktorumuz bundan bahsedecek olduğunda muazzam bir 'defans'la karşılaşır.

bu defans italyanların 'catenaccio'su kadar sağlam olduğu için o sahnede:

"- i know that as a therapist, you tell yourself it's part of therapy to find out why i'm in love with you and how that's linked to my past and all that. but isn't that always the way it works? doesn't our past always determine who we fall in love with? what if you can trace it back to the withholding mother, the narcissistic father, the parent who's missing in action. does that make our love any less real?

- but sometimes circumstances are, let's say, less than ideal.

- i know that. i know you can delude yourself into think. only i am not deluded. not about you, not about how i feel about you, why i feel it. there's always got to be an explanation, but that i feel it is irrefutable. i don't know how to convince you anymore. i mean, you think that i've imagined this fairy tale, this happily-ever-after. that i've idealized you. you think this is a case of a miserable patient sitting in front of her...hertherapist imaging that you're my superman perfect, savior, mentor. i don't see you that way at all.

- how do you really see me?

- i see you the way you are. your imperfections. you're not at ease with your body, with your profession, with who you've become. i don't know much about your life, but i, i imagine you're not happy at home. something in you is restless, damaged. there's a yearning there, and i know it when i see it. and i want you just the way you are i damaged and restless, yearning... warts and all.
"*



*serbest çeviri:

(laura, konuşma boyunca kocaman gözleriyle şefkat dolu bakacaktır. seni görüyorum, der gibi...)
"- bir terapist olarak kendine, bunun terapinin bir parçası olduğunu söyğediğini biliyorum. ve sana aşık oluşumun geçmişimle nasıl bir ilişkisi olduğunu bulmaya çalışman gerektiğini... ama bu her zaman işe yarar mı paul? geçmişimiz her zaman kime aşık olacağımızı belirler mi? varsalım, kaybedilen bir anne, narsist bir baba, görevini yerine getiremeyen bir ebeveyn hakkında geriye doğru iz sürüyorsun. bu bizim aşkımızı daha az mı gerçek yapar?

-ama bazan şartlar düşündüğümüzden daha zordur.
(paul, direnir.)

- bunu biliyorum. senin kendini yanılttığını biliyorum düşü... (cümlesini bitiremez, aklına daha iyi bir şey gelmiş ya da gittiği yoldan memnun değil gibidir) kendimi yanıltmıyorum. ne senin hakkında, ne sana olan duygularım hakkında, ne de niçin böyle hissettiğim hakkında. belki her zaman bir açıklaması vardır ama hissettiklerim inkâr edilemez. artık seni nasıl ikna edebilirim bilmiyorum. sonsuza kadar sürecek bir peri masalını hayal ettiğimi düşünüyorsun. seni idealleştirdiğimi. sence bu, zavallı bir hastanın önünde oturduğu terapistini bir süpermen, mükemmel kurtarıcı, bir akıl hocası gibi hayal etme vakası mı? ben seni böyle görmüyorum.

- beni nasıl görüyorsun?
(ama bu soru, artık bir doktorun sorusu değildir.)

- seni olduğun gibi görüyorum. kusurlarını görüyorum. varlığınla, mesleğinle, olduğun kişiyle rahat değilsin. hayatın hakkında fazla şey bilmiyorum ama evde mutlu olmadığını anlayabiliyorum. seni huzursuz eden, yaralayan bir şeyler var. sana baktığımda gördüğüm bir özlemin var. ben seni olduğun gibi istiyorum yaralı, huzursuz, özlem çeken... yani bütün hallerinle."

2 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

ee bu sözden sonra doktorun direnci kırılmıştır artık :)

verbumnonfacta dedi ki...

herkes hata yapar :)