/güzelliği ve hatırası bir yana aşkın, hayatın, insan olmanın bütün hâlleri vardır o öyküde. mümkünse gençlikte okunmalı, harita misali masanın üzerine yaymaya gerek olmasa da arada bir kitaplığın rafından alıp satırlarında gezintiye çıkılmalıdır./
kitaplığa gidip bir taşra kitapçısında denk geldiğim ve bir hazine bulmuşcasına kitaplığıma dahil ettiğim, dergâh yayınları baskısını elime aldım. kalitesiz bir baskı ve geçen yıllarla giderek solan satırlara yeniden düştüm.
/mecaz yok. fall in love kalıbına çok da zekice olmayan, yine de bana yetip de artan bir gönderme.
bir meleğin bir ölümlüye aşık olmasıyla gökten bile isteye düştüğü şiir-film var bir de. /
genç kalfa, "istanbul'da iki asırdan beri teki bile görülmeyen" lâle-i rumilerden bir tekini gördüğü anda "günlerdir süren bu iç sıkıntısı, bu suskunluk ve ağlayamamanın" geçip gideceğini anlayınca benim de gözlerimin önünde siyah beyaz bir fotoğraf belirdi.
internetler yalan söylemiyorsa, trabzon- yeni cuma mahallesi'nin geçen yüz yılın başından kalma bir fotoğrafı bu. ilk olarak bir kitap kapağında, ketebe yayınlarından çıkma trabzon şehrinin islâmlaşması ve türkleşmesi (heath w. lowry) başlıklı kitabın kapağında gördüm.
sözün özü; ne zamandır odamın duvarlarındaki boşluklara bakıyorum ve işte o fotoğrafın makul ölçülerde bir kopyasını odamın duvarında görmenin bana iyi geleceğini hissediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder