10 Ocak 2023 Salı

geçmişin yükü*

çok değil bir kaç gün önce - hatta kesin tarih verelim: cuma gecesi yatmadan önce - biri çıkıp, "mepeüç'e bir pentagram şarkısı atacak olsaydın hangi şarkıyı atardın?" diye sormuş olsaydı, cevabım "bir" olurdu.

o şarkının müziği, sözleri, duygusu, başka bir deyişle ruhu beni ben yapanlardandır çünkü.

ama cumartesi sabahı kahvaltı için bir şeyler hazırlarken bildik bir melodinin, biraz yumuşak bir yorumuna yakalandım. zamaneler, akustik, diyorlar. ya da acoustic...

güzel insan harun tekin'in katkısıyla ne kadar güzel bir şey olmuş böyle.

aklıma gelen her şeyi hikâyesinde paylaşan, twitter sokaklarında duvarlara yazan biri olsaydım, "geçmişin yükü adında bir kuyuya düştüm. ama nasıl güzel!" yazardım.

"geçmişin yükü adında bir kuyuya düştüm. ama nasıl güzel!" ve burada bir mecaz yok.

*

şiirini (sözleri demeye dilim varmadı. "şiir gibi" çünkü.) ekleyelim de tam olsun.
bizler tanrının yetim çocukları,
cennetten düşen umut sürgünleri.
her şey adem'in ilk oğlundan beri,
az çok eskisi gibi.

gölgeler seyreder uzaktan bizi,
ağlatırken güldüren masallar ülkesi.
yarını mühürleyen bir rüya gibi,
omzumuzdan düşmüyor geçmişin yükü.

bizler tanrının kırık hayalleri,
devr-i dünya'nın kader yorgunları.
bağlı gözlerin çözülmüyor düğümleri,
tükenmeden nefesleri.

gölgeler seyreder uzaktan bizi,
ağlatırken güldüren masallar ülkesi.
yarını mühürleyen bir rüya gibi,
omzumuzdan düşmüyor geçmişin yükü.

Hiç yorum yok: