15 Ağustos 2018 Çarşamba

dakika ve skor

"Sandra benden zaman zaman entelektüel gibi konuşmamı ister. Dakikalarca (örneğin) Flaubert'in Proust'a kıyasla tuhaf bir biçimde az takdir gördüğünü anlatabilen bir adamla birlikte olmayı harika buluyor. Benim Flaubert'i de Proust'u da bildiğimi, hatta onlar üzerine yazılanların büyük bir kısmından haberdar olduğumu düşünüyor. Oysa ben iki yüz sayfa Flaubert/ Proust okuduktan sonra bu kitapları elinden bırakanlardanım. Bunu itiraf da ediyorum ama Sandra bilmek istemiyor. İnsanın önce büyük bir zahmetle, pek de temiz olmayan birkaç tikinden (entelektüel bilgiçlik) kurtulduktan sonra bir kadın için bunlara gene aynı şekilde zahmetle alışması tuhaf. Elbette cebimde birçok konu var. Örneğin Martin Heidegger'in Nazilerin ne menem bir şey olduğunu neden hemen çözememiş olduğu (ah ne kadar da kusursuz bir kıyamet tellalı olurdu çözseydi!) veya Max Weber'in yaratıcı hayatının orta yerinde, durup dururken niçin korkunç bir depresyona yakalanıp bu yüzden yıllarca feleğini şaşırdı üzerine de konuşabilirim.Sandra'nın su gibi akıp giden bu kültür birikiminin içindeki hakikat payını denetlemesi asla mümkün değil. O sadece, seçtiği adamın bu kadar harika konuşabildiğinden emin olmak (ve bunu kendi kulakları ile duymak) istiyor. Bu konferanslarımın şurasına burasına bazen biraz saçma saçmalık katıyorum; Sandra da yutuyor ve ben de bu yüzden onunla aslında içten içe biraz alay ediyorum. Fazla isteyen, aldatılacaktır, diyorum o zaman kendi kendime."*


*: wilhelm genazino, aşk aptallığı

4 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

Çok merak ettim Aşk Aptallığı'nı:) Şimdi aptallık diye yazınca... Aptal kelimesi komik geldi. Hatta acayip geldi bile diyebilirim. Aşk aptallığı öyle mi? Hem komik, hem acayip. Du bakalım.

verbumnonfacta dedi ki...

pek popüler bu ara internetlerde. ama hak ediyor.
ben bitirdim, tavsiye ederim. genazino'nun tarzını seviyorum.
bizim büyük çaresizliğimiz'le akraba bir yanı var. hatta üzerine yazarsam buradan gireceğim konuya.

Hayal Kahvem dedi ki...

Hiç bilmiyordum Ganazino'yu... Ömrümde duymamıştım yeminle. Veee... Nanananoom. Aldım kitabı az önce. Bizim Büyük Çaresizliğimiz'in hastasıyım. İki kitap akrabaysa var ya... Dualarımı alırsınız kesinlikle:)

verbumnonfacta dedi ki...

bence, (üzerine basa basa söylüyorum) iki kitabın özü aynı. ve bunu sizin de göreceğinize eminim. çünkü, bir yorumunuzdan hatırladığım kadarıyla o özü bizim büyük çaresizliğimiz'de görmüştünüz.