7 Mayıs 2016 Cumartesi

öyle bir şey

emrah serbes'in erken kaybedenler'ini okudunuz mu?

o kitapta denizin çağrısı adında yer yer komik, hüzünlü bir hikâye vardır. (bütün hikâyeler gibi... hayır, sadece kitaptakiler değil, hayattakiler de.) hikâyenin çocuk-kahramanı hikâyenin sonunda, "ona telefon açıp yarım saat kadar konuşmak istedim. sonradan gördüğüm acaip rüyaları anlatmak istedim. kimseye anlatamadığım şeyleri sanki yüz sefer anlatmışım gibi rahat, anlatmak anlatmak istedim," der.

"o" dediği sedef'tir. ve gün gelir siz de, "bir sedef gerek herkese. sedef'in kendisine de," dersiniz.

*

işte öyle bir şey.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bir "sedef"im olsa karşılıklı oturur bahar yağmuru gibi bir yağar, bir diner, bir güneş açardım. belki gökkuşağı bile oludum bulutlarım dökülünce...