18 Kasım 2014 Salı

mektuplaşma

müzeyyen senar ve nilüfer bir olup "aşık gibi sevmezsen kardeş gibi sev beni" dediğinde sadece sevmek zamanı değil başka pencereler de açılıyormuş meğer...

mesela, mışkin'in daha sonra, "güneşli bir sabah kalemi elime aldım ve ona mektup yazdım; neden ona yazdım, bilmiyorum," diyeceği ve yepançinlerin üç kızından en küçüğü, "münakaşa kabul etmez güzellikteki" aglaya'ya yazdığı mektup ile cevabına.

mektup:

"bir zamanlar bana içinizi açma lütfunda bulunmuştunuz. belki beni şimdi büsbütün unutmuşsunuzdur. nasıl oldu da size yazıyorum? bunu bilmiyorum; kendimi size, yalnız size hatırlatma isteğine kapıldım. birçok defa her üçünüze çok ihtiyacım vardı, ama üçünüzden yalnız sizi görüyordum. size ihtiyacım, çok ihtiyacım var. kendime dair yazacak, anlatacak bir şeyim yok. zaten istediğim o değildir; mutlu olmanızı çok isterdim. acaba mutlu musunuz? işte, size sadece bunu söylemek istedim.

kardeşiniz prens l. mışkin"
nazire:
"prens lev nikolayeviç! bütün bu olanlardan sonra yazlık evimizi ziyaretinizle beni şaşırtmak niyetinde iseniz, sevinenler arasında beni bulamayacağınızdan emin olabilirsiniz.
aglaya yepançina"
*
ben de "sevinenler arasında beni bulamayacağınızdan emin olabilirsiniz" tarzı cümleler ihtiva eden eski zaman mektuplarından almak istiyorum ve anne yepançin'in mışkin'e söylediklerine katılıyorum: "... belki de sen gelmiyorsun diye öfkelenmiştir, ancak bir budalaya böyle yazılmıyacağını hesaplıyamamış, çünkü o bunu olduğu gibi kabul eder, zaten öyle oldu ya."

3 yorum:

libra dedi ki...

http://www.youtube.com/watch?v=kuRyCSPsgP8

Emilia dedi ki...

Budala..
Sanırım bizler de şimdiki zamanın budalalarıyız.

verbumnonfacta dedi ki...

@libra,
zeki müren'i bu meseleye karıştırmasak? evet, freud diye biri var.

@emilia,
doğuştan budala olmanın kolaylığına karşı sonradan budala olmanın tarafını tutuyorum. aklı, diyorum, aklı akıllılara bırakın.

mışkin dostumdur benim. bir ayağımızı öteye attığımız eşikte birbirimize her zaman destek olduk.