24 Şubat 2012 Cuma

euraka

neredeyse ilk sayısından bu yana takip ettiğim bir dergidir, sinema... üstelik, bir ara 'popüler' alt (ya da üst) başlığıyla yayınlansa da, muhtemelen bu coğrafyanın en uzun soluklu sinema dergisidir.

kendileri geçen aylarda 'tüm zamanların en iyi yüz türk filmi'ni seçmek için yaptıkları üç yüz elli filmlik ön listeye (rakamla 350) herkes kendi evinde'yi almadıkları için beni hayal kırıklığına uğratmışsa da, yıllar önce hollywood'dan da iyi işler çıkabileceğine ikna etmekle, sinema diyerek arthouse ve avrupa sineması tanımlamalarına mahkum olmaktan beni kurtardığı için ona hep minnettar olacağım. kaldı ki, ne arthause ve bağımsız sinemayı ne de avrupa sinemasını ihmal etmiştir.

her sayının son sayfasında birileriyle sinema üzerine yapılmış bir söyleşi olur ve herkese aynı sorular sorulur. bu sorulardan biri de, 'çoğunluk tarafından kötü bulunan ama sizin çok beğendiğiniz bir film var mı?'

o söyleşileri ne zaman okusam, bu soruyu kendime sorar, bir türlü cevap veremezdim.

nihayet o cevabı buldum: wicker park...

Hiç yorum yok: