7 Kasım 2023 Salı

kıskanmak

kıskandım. ama nasıl kıskandım. öyle ki, ilk defa gördüğü bir rengi kir zannederek hemen kirli sepetine atanlar değil ancak gerçekten kıskananlar anlayabilir beni.

sadece yerinde olmak istemedim, önünü alamadığım bir hasetle yok olsun bile istedim.

tamam, zaman zaman aynı oyunu ben de oynadım: kendime ait kırık dökük cümleleri alıntıymış gibi paylaştığım, blogta oyunbaz yanını hâlâ muhafaza edenlere selam yolladığım oldu.

ama bu başka bir seviye. iyi düşünülmüş, iyi kurgulanmış, iyi uygulanmış bir oyun. şaka. eleştiri. "işletme".

evet, prof. dr. recai coşkun ve makalesinden bahsediyorum. kaldı ki son iki gündür sohbet ettiğim herkese -kıskançlık ve hasetle- olanları anlatıyorum.

izmir bakırçay üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi dekanı olan bu zat, uydurma bir içerik ve uydurma bir kaynakça ile akademiayı 'işletme'yi başarmış.

makalesinin adı da, 'bilgelik olarak dijital işletmecilik' comte'un 'religion of humanity'sinden sonra sosyal bilimler için yeni bir felsefi açılım olabilir mi?

makalenin orijinaline de ulaştım. rahat okuyabilmek için çıktısını dahi aldım. ben ki, iyi yazıldığı ve dili mükemmel kullandığı için kanun maddeleri okumaktan keyif alan biriyim. üstelik keyif almayı bilene, 'kaynakça dizini' bile yeter.

ama bu makale öyle böyle değil, gerçekten iyi yazılmış, okuma keyfi veren bir çalışma. ve bir arkeoloğun "ani oluşan sıcaklık farkının kadınlarda gıdı oluşumunu tetiklemesi ve bu oluşumun yalnızca bir defa öpmekle tıbbi olarak nihayetlenemeyeceği üzerine bir deneme"si türünden bir metin değil, işini bilen, alanına hakim, konuyla alakalı okumalarını yapmış yetkin bir profesörün muhataplarını sarakaya alması. çalışanları makaleye zorlayan akademik ortamın ve çoktandır seri üretime geçen akademik yayınların zeka dolu bir eleştirisi.

bir başka deyişle "türk işi sokal" vak'ası. fizikçi alan sokal, neredeyse otuz yıl önce benzer bir iş yapmış, "postmodern anlatının saçmalığını" göstermek için "aşılan sınırlar: kuantum kütleçekiminin dönüşümsel bir betimlemesine doğru" başlıklı sahte bir makale yazıp bastırmakla akademik yayıncılığın ipliğini pazara çıkarmıştı. (recai coşkun'un makalesinde sokal'e selam yolladığını bilmem söylemeye gerek var mı?)

dileyelim ki, bilimsel çalışma sıfatlı her metne "kutsal inek" muamelesi yapmanın yanlışlığını öğretsin bize bu hikâye. sosyal medyada okuduğumuz güzel ve mantıklı sözlerin "işletme" ihtimalini hatırlatsın.

ama, "Bahçe, F. (2002), Altıkasım-Altısıfır diyalektiğine giriş, Ş. Saraçoğlu Yayınları" bir gerçek. tıpkı, üzerindeki prof. dr. recai coşkun etkisi gibi.

Hiç yorum yok: