15 Şubat 2023 Çarşamba

acıda ve yenilgide ortaklık

hâl ve gidiş notu günden güne düşen bir topluluğa dönüştüğümüzü biliyorum. her yerde yozlaşma ve çürüme. bir yerde bir fidan boy atmaya görsün herkes bir bahaneyle üstünde tepiniyor.

öfkelendiğim, kırıldığım o kadar çok olay oldu ki kim bilir kaç defa, "bu çark dönüyorsa ve buralar alev alev yanmıyorsa geçmişte yaşayanların hatırına ve gelecekte yaşayacakların yüzü suyu hürmetine," dedim.

kabul, küfür de ettim. ama yalnızken...

boşuna, "güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler," ağıdı yakmıyoruz yani.

en kötüsü de ayrışmak. zamanın ruhuna göre bir kelime tercih edersek: kutuplaşmak...

her konuda o kadar hızlı ve derin ayrışıyoruz ki anlatmaya kelimeler yetmez. başkası görse şaşırır ama bizim normalimiz bu.

futbol, inanç, kadın hakları, yaşam tarzı, cinsiyet eşitliği, sokak hayvanları, hatta ve hatta dünyanın en iyi tenisçisi, gelmiş geçmiş en iyi futbolcu gibi bizimle ilgisi olmayan konularda bile kolayca kamplara ayrılıyor, köprüleri atıyor, gemileri yakıyoruz.

ahlâk gibi mutlak olan bir şey de bile ayrışan bir topluluğuz, daha ne olsun. "ama onların ahlâkı" diyecekler çıkacaktır. gitsinler, bu konuyu daha iyi çalışsınlar.

ama yaklaşık on gün önce yaşadığımız acı tecrübeden sonra gördüm ki en azından bir şey kalmış elimizde: acıda ve yenilgide ortaklık.

kamplaşmak için en ufak fırsatı bile kaçırmayan insanların nasıl birlik olduğunu gördüm az da olsa faydalı olabilmek, bir yaraya merhem olmak umuduyla.

zaman zaman, "bu çark dönüyorsa ve buralar alev alev yanmıyorsa geçmişte yaşayanların hatırına ve gelecekte yaşayacakların yüzü suyu hürmetinedir," dediğim aklıma geldi.

ama "bugünden de umutluyum artık". itiraf ederim.

Hiç yorum yok: