22 Ağustos 2022 Pazartesi

dakika ve skor

"Pembe blogcuların (okurun notu: influencer) kesinlikle rahatsız edici olduğunu keşfetti Doppler. Bu blogların sahiplerinin çoğunlukla nesnelerin dünyasında yolunu kaybetmiş genç kadınlar olduğunu anladı bir süre sonra. Fakir ailelerde mi büyümüştü bu insanlar? Travmatik bir ayrılığa, ihanete ya da şiddete mi maruz kalmışlardı? Anlamıyordu Doppler. Ama çevrelerinin nesnelerle sarılı olduğunu, o nesneler hakkında yazdıklarını, onları fotoğrafladıklarını, kocalarının onların nesnesi olduğunu, çocuklarının, arkadaşlarının ve hatta kendilerinin de, hiç kafalarına takmadan onların nesnesi olduğunu anlıyordu. Bir yaşındaki çocukları, bir sürü ayakkabı, kazak ve antrenman kıyafetleriyle geçirdikleri uzun günden sonra yorgunluklarını sergilemeyi seviyorlardı. Eh, şimdi biraz dinlenmeli, kız arkadaşlarla bir kız gecesi geçirmeliydiler; yabanmersini, elma, armut ve vanilya katılmış lor peyniri yemeliydiler. Mımmm! İnanılmaz güzeldi! Böylelikle ertesi gün tekrar uyanabilsinler, kargocu oğlanın kapıya getirdiği yeni kıyafetler içinde kendilerini ve çocuklarını fotoğraflayabilecek gücü toplayabilsinler; ayrıca spor yapacaklar ki yeniden fotoğrafları çekilebilsin, fotoğraflarına tıklansın, çünkü bütün bunları eğlence olsun diye yazmadılar; yok yok, bu yapılması gereken bir işti; muhtemelen daha zayıf ruhsal yeteneklere sahip birtakım insanlar tarafından alkışlandıkları kendi işyerlerini kendileri yarattılar; yiğidi öldür hakkını ver."*


*: erlend loe, bildiğimiz dünyanın sonu

4 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

Beni anlatmış bir nevi :)

verbumnonfacta dedi ki...

okur o notu, sırf siz üzerinize alınmayın diye koydu oysa...

dövüşürken hanımefendi değilim dedi ki...

Influencer'lar için gerçekten söylenecek herşeyi söylemiş. Nesneler hakkında yaptığı tanımlama bana çok doğru geldi ve kafamda bazı şeşyler daha yerli yerine oturdu sanki. Bu seriyi okumak istiyorum bende.

verbumnonfacta dedi ki...

sadece size değil boş bir hayatın yaşayıcısı ve taşıyıcısı olmaktan korkanlara da tavsiye ederim.

iyi düşünülmüş, iyi yazılmış bir üçleme bu. yazarının yazarlığındaki gelişimi/dönüşümü görmeye de izin veriyor.ilkinde muhteşem bir fikir okuru sürüklerken, sonuncuda iyi yazılmış bir konunun peşi sıra yürüyorsunuz.

sonunda doppler'i anladığımı, "doppler sana benzemiyorum ama seni anlıyorum" dediğimi de söyleyebilirim.