28 Eylül 2021 Salı

schopenhauer'in kirpileri

ya da kirpilerin dilemması.

"soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü. insanları bir araya getiren, iç dünyalarının boşluk ve tekdüzeliğidir. ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır. sonunda, bir arada var olabilecekleri, nezaket ve görgünün belirlediği ortak noktada buluşurlar..."*

notgibi.bir: sanılanın aksine bu durumun aşkla ilgisi yoktur. bir kaç milimetreyle kalbinizi ıskalayan ok, sağ omzunuzdaki acı, paramparça olmuş elinizden yere damlayan kan umrunuzda bile değildir. hissetmezsiniz bile. hissetseniz de aldımverdimbenseniyendim-sonu kucaklaşması (ya da çarpışması) her şeye değer.

notgibi.iki: belki de 'hilal taktiği" dediğimiz şeydir bu. taktik değil insan oluşun en doğal sonucu. "ne senle ne sensiz"in türkçesi. bu yüzden yaralarımızı gösteriyoruz muhatabımıza yolun başında. "yaralandım" ya da "bakma  sen benim tank oluşuma, ben de yaralanabiliyorum" demek için değil "beni yaralama" diyebilmek için. gidişler gelişler, kararsızlıklar, korkmaklar dengesizlikten değil tam da bundan.


*: arthur schopenhauer, parerga ve paralipomena: kısa felsefi denemeler(1851)
     ayrıca bakınız... bedia ceylan 'daha' güzelce, 1473

Hiç yorum yok: