25 Mart 2019 Pazartesi

on saat

nightcall'la tanıştığım, kendimi bir kavinsky'ye bir london grammar'a vurduğum günlerde bir yarı maratonu sadece nightcall dinleyerek koşma arzusu büyümüştü içimde.

elbette, müzik çalan aletlerin 'tekrar' tuşu faaliyetteydi ama bu başka bir tecrübe olacaktı. neredeyse iki saat. bu daha önce hiç denenmemiş bir şeydi. "manyaklaşma!" dediğimi ve kendimi öyle durdurduğumu iyi hatırlıyorum.

ama -her şeyin bir 'ama'sı olduğu gibi bunun da var çünkü- benden de manyakları varmış. her kimse, tam on saatlik (yazıyla: tam on saatlik. ve burada bir gülümseme ikonu var, iki nokta üst üste ve peşi sıra kapa parantezden mürekkep) nightcall kaydını youtubea yüklemiş.

hafta sonu bir yazıya oturmadan keşfettim. ve ilk dört saatte bir sıkıntı olmadığını söyleyebilirim.

bir de, "ne yapayım? nightcall'un yeni bir coverını mı çalayım?" dediğim günlerden biri değil bu.

Hiç yorum yok: