17 Aralık 2015 Perşembe

"and a little rain/ never hurt no one"

ya da "biraz yağmur hiç kimseyi incitmez".

ya da "bir blogırın twitterla imtihanı".

*

burası bir çeşit taşra olduğu için her dergiye ya da fanzine ulaşmak mümkün değil. genç şiiri ve şairleri hem önemsediğim hem merak ettiğim için twiterda günümüz şiiri başlıklı sayfayı takibe aldım ve kurcalamaya başladım.

ve kemal sayar'ın hanesine yazılmış, "biraz yağmur hiç kimseyi incitmez" dizesini görünce de hemen itiraz ettim. rüknettin'in kalbi için kehanetler şiiri on beşinci babta "biraz yağmur kimseyi incitmez" olarak yer alan bu mısra, sonraki baskılarını bilemem ama şiirin içinde bulunduğu iki güneş arasında'nın ilk baskısında "tek" tırnak içinde yer alır.

tom waits'i dinleyen, üzerine yazan ve konuşan, muhtemelen bone machine(1992) albümündeki a little rain (for clyde) adlı şarkıdan haberdar olan kemal sayar, o nefis ifadeyi şiirine almış, kendisinin ya da dizgicinin ihmali sonucu her alıntı gibi "çifter çifter" olması gereken tırnaklar, "teker teker" olmuştur.

kitabı okumadım ama kemal sayar aynı dizeyi bir kitabına da isim yapmış.

bilgi kirliliğinden muzdarip bu iletişimsizlik çağında gerisini tahmin etmek zor değil.

*

(bundan sonrası vnf.nin adına yaraşır hareket etmesi ve söylenmedik söz kalmasın demesinden başka bir şey değildir.)

kemal sayar'ı hızır ve roza'dan bu yana bilirim. peşi sıra bir çocuk şapşallığıyla, "gözleriniz madam. gözlerinize bakıyorum da sanki bir yangın yeri. yüzünüz talan edilmiş bir imparatorluktan kalmış gibi,"* diyebilmek için nasıl da aşık olmak istemiştim anlatamam.

o sıralar genç şairleri daha çok önemsiyordum. bir gün yazabileceğime inanıyor, onların varlığından cesaret buluyordum galiba. izlenim ve dergâh dergilerinde yazı ve şiirlerine denk geldiğimi, hatta tom waits'i izlenim dergisinde korsan yayın'dan çıkan bir yağmur köpeği - tom waits kitabını anlatan yazısı üzerine tanıdığımı çok iyi hatırlıyorum. ve öykücü'nün iki güneş arasında'yı bin dokuz yüz doksan beş haziranında önüme fırlatışını... ki aldığım en güzel hediyelerden biridir.

hem o kitabı hem peşi sıra gelen otoyol uykusu'nu kaç kişiye hediye ettiğimi hatırlamıyorum bile. ama kemal sayar'ın yavaş yavaş büyüyen unvanlarını ve benim için son şiir kitabı olan ricat'ı iyi hatırlıyorum. kitabın sadece, "arkadaşlar burada buluştu ve kucaklaştı/ sonra her biri kendi yanlışı peşi sıra gitti" diyen iki dizesine tahammül edebilmiştim. o da, w.h. auden'dan alıntıydı.

ve her şey defteri-iki'ye, "kitabın adı isabet olmuş, şiirindeki gerilemeye işaret ediyor. bundan böyle şiir yazmayı bırakır ve hastalarından devşirdiği hikâyelerden kitaplar inşa eder." yazmıştım.

belki on yıldan fazla bir süredir yeni şiirini okumadım ama mesleki tecrübelerini yazıya döktüğü deneme kitaplarını, televizyon programları ve konuşmalarını kıymetli buluyorum.

*

hem suskunluğundan hem konuşkanlığından hayata dair çok öğrendiğim mesai arkadaşım şükrü bey şairlerin ilk kitaplarına duyduğum ilgiyi öğrenince elindeki taşrada çıkan-çıkmış edebiyat dergilerini bana hediye etmiş ve böylece dünyanın en güzel edebiyat dergisi ikindiyazıları'yla tanışmıştım.

ama beni en çok mutlu eden, tükçe'deki en güzel nehir şiirlerden olan rüknettin'in kalbi için kehanetler'in yedinci bab ile on dördüncü bab arası sekiz bölümüne kasım-doksan iki sayısında rastlamak olmuştu. bir de türkçe edebiyatın göğünden sessizce geçip giden abdüssamed köse var ki başlı başına bir konudur ve kemal sayar'ın ilkyaz sessizliği şiirini ithaf ettiği abdüssamed muhtemelen odur.


*:sonsuza dek sophie (ve bir not da bu metin için. internette şiir deniliyor ve şiir formatında paylaşılıp duruyor ama kendisi metindir. olsa olsa "düz-şiir"dir.)

Hiç yorum yok: