1 Mayıs 2014 Perşembe

adalet

başladığı yerde biten, adına hayat dediğimiz bu yolculuğun bir adaleti var galiba.

garip doğar, garip yaşar, garip ölürsünüz.

bunu anlayabiliyorum da, daha otuz olmadan bir insan nasıl kalp krizi geçirip ölür, işte onu anlamıyorum. 

6 yorum:

Zelda Capulet dedi ki...

hayatın bir "adalet" içerdiğini düşünmüyorum doğrusu. bu bizlerin hayatı kabul edebilmemiz ve belki kimi durumlarda "yaşanabilir" kılmak için yarattığımız bir şey gibi. ama hayatın bir "aklı" olduğu kesin; zaman zaman bize yaşattıklarını/dayattıklarını anlayamayıp isyan etsekte...

bir genç kalbin direnememesinin nedeni içindeki kanı taşıyan yolların henüz yeterince fazla olmamasından. insan yaşlandıkça kalbindeki kılcal damarların sayısı artıyor ve dolayısıyla bir krize direnci de daha kolay oluyor...

verbumnonfacta dedi ki...

o "adalet" biraz isyan biraz küfürdü. kesinlikle "adalet"e inanmıyorum. hem de her manada. sizin yerinde ve güzel tespitinizle "akıl"dan bahsetmek mümkün ama.

ikinci paragrafı ise görmezden geliyor; "kalbi kırıldığı için" ölen insanlar tanıdım ben diyerek susuyorum.

Zelda Capulet dedi ki...

Yaşam bilimleri okumuş ve hala kısmen o alanda çalışan birinin "hayat okuması" o. Deformasyonlar kaçılmaz bazen..

verbumnonfacta dedi ki...

şüphesiz, güzelliğinize iman ediyorum.

cecil dedi ki...

anlamaya çalışırken kaybolduğum ,
tüm kayıplarıma rağmen anlamaya çalışmaktan vazgeçmediğim konudur ölümün "genç" kısmı ..

verbumnonfacta dedi ki...

her ölüm erken, buna da iman ediyorum. ama bazıları gerçekten "genç" ölüm. ve bunun garibanlara denk gelmesinden nefret ediyorum.