4 Kasım 2012 Pazar

sacrifice*

tavan aydınlatmaları yerine masa üstü lambalarını, kaçınılmaz biçimde abajurları sevdiğimi hatırladım bugün. "sana bugün bir abajur aldım" telefonlarını, mektuplarını...

biliyorum, küçük iskender ve sacrifice'ı olmasaydı bu şarkı da olmazdı. pek bir numarası yok. radyoda içinize herhangi bir tortu bırakmadan çalar geçer. ancak özellikle dinlerseniz farkedersiniz.

şarkı söylemez ama "when jealousy burns", yani kıskançlık içinizi, dışınızı, kalbinizi yakıp yıktığında, düşünmemek için erkenden uyuduğunuz uykuların bir yerinde uyanınca kendinizi nasıl ana rahmindeki halinizle sol yanınız üzerine uzanmış, kıskançlık ateşiyle kıvranırken bulduğunuzu hatırlarsınız.

hep olduğu gibi son sahnede ise kalp soğuk, kurban yok. sadece iki ayrı dünyada iki ayrı kalp.

insanlık kaderi...

*elton john, sacrifice

Hiç yorum yok: