30 Ağustos 2012 Perşembe

iki bin on bir yazı

bugün bir emrah serbes yazısı okudum ve kalbim ağrıdı. o yazının son paragrafını üzerinde birazcık oynadıktan sonra buraya aldım.

benim, emrah'tan ve bu yazıdan öğrendiğim şey şu: "fırsatı varken ağlamalı insan. ele güne sergilenmeyecek duyguları olduğunu düşünmemeli. sadece gözüne sabun kaçmış çocuklara bırakmamalı bu işi. derdini anlatabilecek kadar ağlayabilmeli en azından. ve önündeki yol yürüyebileceğinden uzun olsa da yürümeli o yolu, yürüyebildiği yere kadar. sonunda perişan olacağını bilse de, zihni karmakarışık ve kalabalıkken kendisi yapayalnız kalacağını bilse de yürümeli. ne zaman başladığını fark etmediğimiz yağmurun ne zaman bittiğini de anlayamamıştık o yaz. iki bin dokuz yazı geri gelmeyecek. geri gelmeyecek diğer yazlar gibi."

*

sadece bunu değil başka şeyler de öğrendim o yazıdan: iki bin on bir yazının bir daha geri gelmeyeceğini mesela... sonra, sonbaharın.

kışın ve ilkbaharın...

Hiç yorum yok: