11 Aralık 2022 Pazar

dakika ve skor

"Sana güçlük çıkarıyor muyum?" dedi Yuki.
Bu konuda biraz düşündüm. "Çıkarıyor olabilirsin. Ama bunun için endişe etmemelisin. Neticede ben de seninle birlikte olmaktan hoşlandığım için seninle görüşüyorum. Mecburiyetten dolayı değil. Neden acaba? Acaba neden seni seviyorum? Aramızda bu kadar yaş fark olmasına, konuşacak ortak noktamız da pek olmamasına karşın. Sanırım sen bana bir şeyleri çağrıştırıyorsun. İçimde çok uzun zamandan beri gömülü kalmış bir hissi hatırlatıyorsun. Benim on üç, on dört ya da on beş yaşlarında olduğum sırada duyumsadığım bir his. Eğer on beş yaşında olsaydım kaçınılmaz şekilde sana âşık olurdum. Bunu demiş miydim?"
"Demiştin."
"O yüzden böyle işte. Seninleyken arada bir o duygu geri geliyor. O zaman da o çok eskilerde kalan yağmurun sesini, rüzgârın kokusunu bir kez daha hissedebiliyorum. Hemen yanı başımda hissediyorum. Bu hiç de fena bir şey değil. Bunun ne kadar harika bir şey olduğunu zamanla sen de anlayacaksın.
"Şimdi de anlıyorum, söylediklerini."
"Öyle mi?"
"Ben de şimdiye kadar pek çok şeyi yitirdim" dedi Yuki.
"O zaman anlıyorsundur" dedim.*


*: haruki murakami, dans dans dans

2 yorum:

Benim Haller dedi ki...

Sizce sevdiğimiz Murakami dili(çevirilmiş hali) ile gerçek Murakami dili aynı mı? Japoncası da böyle mi acaba? Devrik cümleler vs.

verbumnonfacta dedi ki...

japonca bilmediğim için hislerimle ve duyduklarımla cevap verebilirim buna.

her çeviride olduğu gibi murakami çevirilerinde de 'kaybolan' bir şeyler olduğu kesin. ama hüseyin can erkin ve ali volkan erdemir'in direk japonca'dan yaptığı çevirilerde bu kaybın bahse değmez düzeyde olduğunu hissediyorum.

özellikle hüseyin can erkin tam anlamıyla murakami çevirmenine dönüşmüş gibi geliyor bana. öyle ki, vaktinde kemal tahir'in mike hammer için yaptığını yapabilir, "aslından iyi olmakla itham edilen" murakami romanları yazabilir.

kaldı ki, murakami edebiyatının çevirmeni zorlayan bir dil yapısı yok. bizden örnek verirsem, ne hasan ali toptaş ne de ihsan oktay anar dili onunki.

onun asıl marifeti dilde değil seçtiği konular ve yakası açılmadık benzetmeler olduğu için çeviri bile olsa yazdıkları keyifle okunuyor.