22 Temmuz 2022 Cuma

romantik komedileri neden izlemeliyiz?

size de olur mu? bana zaman zaman dünyanın bütün romantik komedilerini izleme isteği gelir.

biliyorum, hepsini izlemeye gerek yok. bu filmler hep birbirine benzer, belli bir aritmetiği var. hikâyeler farklı başlasa da çok geçmeden karakterlerin birbirini görür, bir kaç güzel andan sonra iyi giden her şey bir yanlış anlama ile bozulur, mutlu son için seyircinin bir süre daha beklemesi gerekir falan.

izlediğim son iki filmde 'yanlış anlama' erkeğin tesadüfen duyduğu ve kadının erkeği "o kadar önemli biri değil" diye anlatmak zorunda kaldığı durumdu.

ikisinde de erkekler "anlamadan, dinlemeden" ama soylu bir davranışla hikâyeden çekildiler.

hani hep anlatılır ya, filmlerin üzerimizdeki büyük etkisi, bizleri yoldan çıkarttığı, batı hayranı ve modernite düşkünü yaptığı, daha büyük laflar edecek olursak kültür emperyalizmi diye.

peki insanlar bunları niye öğrenmez filmlerden? gitmeyi, ikna etme çabalarının boşunalığını, muhatabına saygı duymayı, istenmediğini kabullenmeyi, yeni bir başlangıç için cesur olmayı...

o seviyordur ama henüz bilmiyordur. o da istiyordur ama kafası karışıktır. istemem ama yan cebime koy diyordur. rehberinden silmiş, numaramızı engellemiştir ama instagram hesabı hâlâ herkese açıktır. bir gün o da bizi anlayacaktır.

hayır. hayır... insanlar, "hayır" demeyi biliyor. sorun bizde. biz duymayı bilmiyoruz. ya da duyduğumuzu anlamayı.

4 yorum:

dövüşürken hanımefendi değilim dedi ki...

Bazı insanlar hayır demeyi biliyor. Kesinlikle biliyor ama karşısına "hayır"dan anlamayan insanlar çıkabiliyor.

Bazı insanlarsa karışık sinyaller yollamayı seviyor. Hayır diyor ama davranışları bu hayırı gölgeliyor. Ya da evet diyor ama davranışları evetmiş gibi gelmiyor.

Bazen karşıma oturtup bu tavırdaki insanları "tam olarak ne istiyorsun" diye bağırmak isteyebiliyorum.

Neyse tamam sakinim.

verbumnonfacta dedi ki...

ali lidar ve benden sonra biri daha şirintepe parkında galiba. ama üstesinden geleceğiz.

anlaymadığım ve anlatamadığım insanlar için kendimi yormuyorum artık size de tavsiye ederim. "senin iraden güçlü değil tutkuların zayıf" diyecekler çıkabilir, onlara da diyecek tek sözüm var: o kitabı ben de okudum, üstelik çok severim.

'hayır'ın bazan 'hayır' olmaması ise coğrafik bir kader. çünkü, "hayır diyorum, bu belki demektir. belki ise evet. evet diyorsam, herkese demişimdir" öğretiliyor insanlara.

Edischar dedi ki...

cok dramatik yasiyoruz bu hayati. aslinda basit cevaplar, göz önünde, ama film gibilestiriyoruz.

verbumnonfacta dedi ki...

hayatı filmlerden de kitaplardan da daha cazip buluyorum. hayat her ikisinden de öğretici. ama bu filmlerden, kitaplardan bir şeyler öğrenebileceğimiz gerçeğini değiştirmez.