15 Şubat 2014 Cumartesi

dünden kalan

sevgililer günü ritüeli hakkındaki fikirlerim bellidir, değişmez: yeni yıl coşkusu biter bitmez kalplere boğulan, kırmızıya boyanan camekanlar vasıtasıyla pazarlanmaya başlanan kapitalizmin kutsal günlerinden biri...

"aşk"a bir gün yeter mi hiç?.. belki de "aşk"ın güzelliğini anmak için fırsat...

"ne yani ,ben seni bir günlük mü seviyorum? sonsuza kadar benimsin salak," demişliğim de vardır herkesler gibi. sadece bu değil, görüldüğü üzere "sonsuz"u kolay sanacak, dile dolayacak kadar salaklığım da var.

"dün"e gelirsek, cevabı önceden hazır edilmiş, "sevgililer günü hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuyla başladı her şey. cevap olarak "fikir"lerimi sıraladım. sonra da "önceden hazır edilmiş" cevabı dinledim. galiba bu "hazır cevap" hoşuma gitti:

"bir sürü şeyi kutluyoruz da, "bir gün yeter mi hiç" dediğiniz ve "duyguların en yücesidir;" dersem kimselerin itiraz etmeyeceği "aşk"ın gününü neden kutlamayalım? tamam, sevgiliye bir gün değil her gün bayram. hiçbir zaman annelerimize "sen benim sadece bir gün değil her gün annemsin," demiyoruz ama. daha bir gün önce görüşmüş dahi olsak mayıs ayının ikinci pazarı ilk iş olarak annemizi aramiyor muyuz? ya da babalar gününde babamızı... kapitalizmse kapitalizm. benim için bu konuda bir önemi yok."

2 yorum:

gölge dedi ki...

annemi kutlarım ben ..
"sevgili annemi"

verbumnonfacta dedi ki...

ben de bir tek günün yetmeyeceğini bilsem de kahramanımı kutlarım.

ama yukarıda bahsi geçen yaklaşımı da doğru bulduğumu itiraf etmeliyim.