18 Ocak 2013 Cuma

parmak kız ile köstebek

martin amis, ünlü parmak kız masalını geçici bir süre için de olsa gerçekçi bir resme dönüştürüyor:

"diyelim ki parmak kız köstebek ile evlendi. buna köstebek açısından bakalım. toprağın altında, soluk alması imkânsız karanlıkta birlikte yaşıyorlar. parmak kadın sadık bir eş. peki ya köstebek, mecburen yarı kör olan, ister istemez çiçeklerle güneş ışığından nefret eden köstebek, parmak kız'ın -bir laleden doğan parmak kız'ın- engellenmiş duygularını sezer. gelgelelim ona git demek köstebeğin yapabileceği bir şey değildir. dolayısıyla yaşadıkları ini iyice mezara benzetir, daha karanlık, daha nemli yapar ve karısını oradan gitmeye iter."*


*: görüş evi

2 yorum:

Zeynep Merdan dedi ki...

masalı beğendim.

sez’den sonra kara masalı devam ettirelim. köstebek parmak kıza açıkça git der.

parmak kız gitmez. karanlık, nemli ve neredeyse mezarı çağrıştıran o inde sonsuza kadar birlikte yaşarlar. beraber ölürler. neredeyse bir mezarda yaşadıklarından, gömülmelerine de gerek kalmaz. kara da olsa mutlu son’la biten masalın sonunda, ormandakiler köstebek ile parmak kız’ın mezara dönüşen in’lerinin üzerinde bir lale filizlendiğini görürler.

*

şimdi de gerçekçi resme dönüşme kısmından devam edelim.

diyelim ki’yi neden diyelim ki? parmak kız’la aynı dilden konuşamayan köstebek parmak kız’ın dediklerini tam anlamamıştır. ormanları dolaşan ve uğradığı her yere lale’den izler bırakan parmak kız köstebeğin inine de bir demet çiçek bırakmak için uğramıştır çünkü.

verbumnonfacta dedi ki...

"mutlu" da olsa son sondur. sevmem. başından beri bitimsiz olanın tarafını tuttum.

anlayamadığı için köstebeği suçlayamıyorum. çünkü olduğu şey buna izin vermiyor. yarı kör ve güneş ışığından ve çimenlerden nefret ediyor. o "bir demet çiçek" için parmak kıza öfkelenebilir hatta, beni yanlış tanıyor, diyerek.