27 Nisan 2011 Çarşamba

daktilo fabrikası

her şey 'vnf. bunu da gör!..' başlıklı e-postadan* sonra başladı.

peşi sıra, sonsuz bir hevesle satın aldığım ama yaşadığım evlerde dekoratif bir unsur olmaktan öteye geçmeyen remingtonumu temizledim.

baştan ayağa giyindiği siyah boyayı, bilmem hangi maceradan arda kalmış bordo renkli kadife kumaş parçasıyla uzun uzun sildim.

haftada bir yanan banyo kazanının sıcaklığında ufak oğlanın sırtını bastıra bastıra keseleyen annenin temizliği gibi değil de, körleşmeye yazgılı bir adamın hafızasında saklı kalması için sevgilisinin bedeninde elini usulca dolaştırması gibi yapılmış bir temizlik.

şimdi, kendine ayrılan yerde; annemin çeyiz sandığının üstünde. üzerinde dışarda kalmayı reddeden gün ışığı oynaşıyor.

*

o e-posta:

"hindistan bombay'da faaliyet gösteren son daktilo fabrikası da kapandı. daktiloyu üreten godrej&boyce firması üretimine son verdi. dünyada üretimi yıllar önce durdurulan daktilolar, hindistan'da popülerliğini son yıllara kadar yitirmediğinden üretime devam ediliyordu.

bilgisayarın kullanılmaya başlamasıyla hızla kan kaybeden daktilonun hindistan’da hâlâ kullanıldığını söyleyen şirketin genel müdürü milind dukle, “doksanlarda yıllık elli bin daktilo satıyorduk. ancak son on yılda hindistan’da da daktiloya olan talep azaldı. iki bin dokuz yılına kadar on bin ile on iki bin arasında daktilo üretiyorduk. son iki yılda bu rakam iyice azaldı ve geçtiğimiz sene sekiz yüz daktilo satabildik ve üretimimizi durdurma kararı aldık. elimizde kalan son sipariş bir arap ülkesinden gelen iki yüz adet sipariş. bunları teslim ettikten sonra artık üretim yapmayacağız” diye konuştu.

bundan böyle fabrikada buzdolabı üretilecek.

böylece neredeyse üç yüz yıllık geçmişi olan daktilolar da tarihe karışmış oldu. ilk daktilo bin yedi yüz on dört yılında henry mill tarafından icat edilmişti. ilk kitlesel üretim ise bin sekiz yüz altmış sekiz yılında gerçekleştirilmişti.

daktilonun zirve yılları ise bin dokuz yüz ellilerdi. smith-corona firması bin dokuz yüz elli üçün son çeyreğinde on iki milyon daktilo satmıştı. fakat iki bin dokuz yılına gelindiğinde tüm dünyada sadece dört yüz bin daktilo satıldı.

son fabrikanın kapanmasından sonra daktilonun koleksiyon ve fetiş malzemesi olarak ilgi görmesi bekleniyor."

2 yorum:

pınar dedi ki...

Okurken yüzümün aldığı şekli görmesen de hissedersin.
Üzülmek gibi değil,unutmak gibi değil.
Anlatamamak gibi.

Dokunaklı kelimelerin canı, biraz yakması gibi.

verbumnonfacta dedi ki...

ama anlatmışsınız.

anladım.