6 Kasım 2017 Pazartesi

yazılmamış mektuplar

ben ona "yas." derdim. ve yas. bir gün gitti.

yaz başıydı gittiğinde. ama her şey yaz aşkı gibiydi. dar zamanlara yazgılı, fıstıklı dondurmalı.

"gitme," demedim. sadece, "daha hiç bir şey konuşmadık ki," diyebildim. çünkü, o ara murathan mungan okuyordum ve boyacıköy'de kanlı bir aşk cinayeti aklımı başımdan almıştı.

"bana yaz," demişti giderken. "çok yaz!.."

ne yalan söyleyeyim, yazmayı çok istedim. ama kolaylıkla tahmin edileceği üzere, hiç yazmadım.

sanırım bu kadar.

Hiç yorum yok: