12 Ocak 2015 Pazartesi

camekândaki kağıt

"böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. dünyanın bütün kizilderilileri yenilir, spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, sadri alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. o ağladıkça ben de ağlardım. nedenimi bilmez ağlardım. ağladıkça sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kisinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek icin kendine ihanet edişine."
bu alıntıyı iki grup insan bilir; "arka kapak entelleri" ya da kıyıda köşede kalmış has kitapların peşinden koşan tutkulu okurlar ile en az doksanların sonunu ve iki binlerin başını ankara'da yaşamış kitap sevdalıları.

ilk grubu anlamak için bu ara sinemalarda gösterilen ilhami algör'ün aynı adlı öyküsünden sinemalaştırılan fakat müzeyyen bu derin bir tutku adlı filmi izlemeniz, peşi sıra "ulugugıl"a "ne ayak?" diye sormanız yeterli.

ikinci grup ise yolu mutlaka adil han'a yolu düşenlerdir. oraya türk-iş merkez binasının bir bina ötesindeki girişten girince sol tarafta, vitrini desenleri yer silinmiş, kimi yerleri paslanmış, eski metal kutularla dolu bir sahaf vardı, artık yok:1971kent kitapevi... o sahafın camekânına yapıştırılmış bir kağıtta yazardı bu. okumadan önünden geçmezdiniz.

konuyla alakası yok ama aynı camekâna yapıştırılmış bir kağıt daha vardı; ah muhsin ünlü, dükkan sahibinin muhteşem el yazısıyla "karıcığım bana eroin koya" derdi.

7 yorum:

N.Narda dedi ki...

yine bir gruba giremedim.

verbumnonfacta dedi ki...

kabahat belki de grupları belirleyende.

N.Narda dedi ki...

Sizi tenzih ederim ama, ama doğru bağlaç değil, daha doğrusu ne iyi olurdu kabahatin hep başkasında olması...

verbumnonfacta dedi ki...

doğrusunuz. çok.

N.Narda dedi ki...

doğru olmaktan bıktım.

verbumnonfacta dedi ki...

bunu değiştirmek elinizde. ben kendi adıma tanrının ve insanların koyduğu kurallara uymanın, iyi notların, toplumun onayladığı ilişkilerin bir tarafı olmanın vs. en "doğrusu" olmadığını uzun yıllar önce kabul ettim.

şükürler olsun ki bolca yanlış yaptım.

N.Narda dedi ki...

en son birisi bir yol haritası çizmişti bana bu konuda. ikimiz de çok samimiydik ama o yol yürünemedi. bence insan bir şeyleri değiştirdiğine inanmak istiyor sadece.