29 Eylül 2012 Cumartesi

arap saçı*

vakit gece yarısını geçmişti, aklıma bir cümle düştü: "nasıl da terkediştik yasemin'le"...

kitaplığa yürüyüp ebekulak'ı* açtım. hem aynı adlı öyküyü okudum hem de tekrar ve tekrar the best of erkin koray dinlediğimiz o günlere gittim. şimdi o kadar düşkün olmasam da o zamanlar sever ve önemserdim erkin koray'ı.

arap saçı'nı ise bu güzel öykü yüzünden severdim daha çok.

şarkıyı arabesk bulacaklara baştan söyleyeyim; bu adam, arabesk bir yanı olduğunu çok zaman önce itiraf etmişti.

*erkin koray, arap saçı

evet, hep "aşk yüzünden"...

ne varsa.


*: atilla atalay

12 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

sende seviyorsun demek bu öyküyü !

verbumnonfacta dedi ki...

o ve bir kaç hikaye daha çok önemlidir benim için.

N.Narda dedi ki...

İnsan Kalma Alıştırmaları,Patlıcan Zamanı...Öpücük Balığı da güzeldi:)

Hayal Kahvem dedi ki...

of, vnf, ne yapmışsınız siz! ebekulak var ya en sevdiğim öykülerden biridir. öykü özlenir mi? ben bu öyküyü fena halde özlerim. nasıl biliyor musunuz krizim tutar yani öyle böyle değil.

tiryaki meşrepli bir bünyem var. atilla atalay'ın kitaplarının arkasına gizlediği "ciddi ve hisli" öykülerinin tam bir tiryakisiyim. hele ebekulak var ya... tam bir arapsaçıdır halim:)
şimdi hatırladım ya mutlaka okumam gerekir:)

heyyy... eyvah tutuyor krizim!!!

http://hayalkahvem.blogspot.com/2010/04/sen-hayatnda-oyku-ozledin-mi-hic.html




verbumnonfacta dedi ki...

@n.narda,
ilk okuduğum öyküsü "gidiş geliş"ten başlayarak son okuduğum "yalnızlık aletleri"ne kadar bir çok öyküsü vardır listeye dahil edebileceğim.

yerleri o kadar sağlamdır ki, mümkün değil bir üçleme yapamam.

@hayak kahvem,

elbette özlenir. bu yüzden kitaplığımız, bu yüzden alçak gönüllü de olsa film ve müzik arşivimiz var. özledikçe, içimizin boşluğunda yankısı arttıkça ulaşabilelim diye.

belki de sırf bu yüzden "kitaplığın raflarını yormak" diye bir oyun icat ettim ben.

Min'el Lâ dedi ki...

Kabul, ilk bakışta kopya gibi kokacak önce; ama izin verin elimdeki feneri yolun diğer tarafına tutayım ve sizin de rıza göstermenizi umarak devam edeyim yola. Yani şöyle de okumak mümkün: sahnede bir silah varsa mutlaka patlar, der gibi diyorum ki "onüçbinüçyüzyetmişaltı"

verbumnonfacta dedi ki...

defalarca görünmüş olsa da patlamayacak silahlar da var oysa. var ve ne güzeller.

"kırkbirbinyediyüzellidokuz"

Min'el Lâ dedi ki...

Önce hafızamı yoklasım,olumsuz. Sonra alıcılarımın ayarı ile oynadım, algımın şeklini ve yönünü değiştirdim; olumsuz. Son çare olarak gogıl entelliğine bile başvurdum, olumsuz.

Kayboldum vnf ve işin kötüsü,
"kırkbirbinyediyüzellidokuz ne tarafa düşüyor?" sorusuna muhatap seçebilmek için masaya koyabileceğim ne bulutlu fotoğraflarım var ne de eskilerden kalma bir kaç misket cisminde değerli bir şeylerim; hay aksi! Korkarım deftere yazdırabilecek kadar tanıdık görülmeye övgü dışında bir umudum kalmadı size karşı.Evet, bekleyiş; umutsuzca.

"var ve ne güzeller" deyişiniz... İlkokuldayız ve bir çocuk var okul bahçesinde ve zaman teneffüs zilinin hemen sonrası. Yurt dışında yaşayan ve yaz tatili için Türkiye'ye gelen halasının getirdiği çikolatalardan ötürü şişik önlüğünün ceplerini karıştırıyor tam karşımızda. Ağzına attığı çikolataların jelatinlerini izliyoruz yere düşerken, ağır ağır ve çikolataya bulanmış elleriyle "nefis, nefis" yaparken bir yandan da "ne güzeller" diyor; ondan hoşlanmıyorum. Ama sizin elleriniz temiz ve o değilsiniz biliyorum. Evet, üstü kapalı saldırı sonrası övgü ve yine umutsuzca.

(Şimdi sözün bittiği yerde içine saklandığım bu yerde yüzüm, sizinki de öyle mi vnf; dudaklarınız yanlara doğru esnerken uçları hafifçe yukarı doğru mu bakıyor? Hani şu tebessüm dediğimizden. Öyle olmasını umuyorum, aksi halde bunca şaklabanlığımın bir anlamı olmazdı ki adetim değildir böylesi, merakımın cüssesini oradan biçin )

Hayal Kahvem dedi ki...

vnf, "kitaplığın raflarını yormak" nasıl oynanıyor:)

verbumnonfacta dedi ki...

@min'el la,
siz uzun uzun anlatırken ben feridun düzağaç'tan "yanında" dinliyordum. bazen yavru kedilere de numara gerekir. akılda kalsın diye mesela bir tarih olabilir bu numara. ya da bir şey numaranızın, söz gelimi öss numaranızın son beş rakamı ve saire...

sonrası benim gibi şımarık bir adam için bile fazlaca iltifatkardı. teşekkür eder, beni taşıyamayacağım bir yükün altında bırakmamanızı rica ederim.

@hk,
http://verbumnonfacta.blogspot.de/2009/09/kitaplgn-raflarn-yormak.html

Min'el Lâ dedi ki...

Yan yana duran kelimeler birbirlerinin hakkını vererek cümleye dönüşüyorsa, şüphesiz ben suçsuzum bu "iltifatkardı" hususunda. Yine de terazide ağır basan kefenin sahibi sizsiniz ve bundan sebeptir ki son cümlenizin dikkate alınacağından emin olmak hakkınızdır. Bana gelince, elimden gelen gayreti göstereceğimi söyleyebilirim.Selamlar.

verbumnonfacta dedi ki...

anlayacağınızı hissetmiştim. teşekkür eder mutluluklar dilerim.