4 Ağustos 2010 Çarşamba

altı çizili satırlar: son hafriyat

emrah serbes' i murat menteş ve alper canıgüz' ün yanına kaydedeli oldukça uzun zaman oluyor. o günden bu yana yazdıklarını merakla bekliyorum. iyi bir yazar, yazdıkları ilgimi çekiyor çünkü.

kaldı ki hakkında bildiklerim sadece aşağıdaki altı çizili satırlardan ibaret olsaydı bile yine okurdum onu. bu adam iyi anlatıyor diyerek.

"gönül' ün zilini çaldı.

'kim o?'

sessizlik. 'ne olur aç,' demekti.

gönül kapı deliğinden bakıp tanısın diye otomatı yaktı. kapının demir kilidi kalktı, yavaşça açıldı.

gönül, başını biraz geriye atıp tanımak ister gibi baktı. buraya yolu düşmeyeli uzun zaman olmuştu başkomiserin. tanıyınca, ceketinden nazikçe tutarak içeri çekti. gönül' ün sırtı duvara yaslıydı. bir soluk mesafesinde durdular. saniyeler elle tutulabilirmiş gibi uzadı, hissedilir oldu, yoğunlaştı, hatta birkaçı ansızın donuverdi. behzat ç. donmuş saniyeleri kırıp gönül' ü boynundan öptü,yüzünü ense kıvrımına yasladı, kokusunu uzun uzun çekti içine. tabutun kapağı açılmış da aylar sonra nefes almış gibi bir his. eliyle belini kavradı. diğer el, omuzdan geceliği sıyırdı, dolgun göğsü avuçladı. soluklar birbirine karıştı, dudaklar birleşti, olaylar gelişti.

sabah..."
*


*:iletişim yayınları, 2008

Hiç yorum yok: