bazan eşe yazılmış, muhasebeye soyunmuş aşk mektubu tadı verse de benim aklıma leonard cohen şarkısı chelsea hotel, no:2 geldi.
/nadal tam da son turnuvası olacağını duyurduğu davis cup'ta, belki de son profesyonel maçını oynarken./
*
vamos, rafa!
sen tenisten emekli olmaya hazırlanırken, paylaşmak istediğim birkaç şey var...
bariz olanla başlayalım; beni alt ettin... hem de çok kez. benim seni alt etmeyi başardığımdan daha fazla. bana kimsenin yapamadığı şekilde meydan okudun. toprak zeminde kendimi senin arka bahçene girmiş gibi hissettim ve beni tahmin edemeyeceğin kadar çok geliştirdin. oyunumu yeniden hayal etmemi sağladın, hatta bir avantaj elde etmek umuduyla raket başımın boyutunu değiştirtecek kadar ileri gittin...
batıl inançları olan biri değilimdir ama sen bunu bir üst seviyeye taşıdın. tüm yaptıkların, tüm o ritüeller... oyuncak askerler gibi su şişelerini dizmen, saçını düzeltmen, iç çamaşırını ayarlaman... hepsini son derece yoğun bir şekilde yaptın. gizliden gizliye hepsini sevdim. çünkü çok eşsizdi, çok kendindin.
ve biliyor musun rafa? oyundan daha çok keyif almamı sağladın...
belki başlangıçta değil. iki bin dört australian open'dan sonra ilk kez bir numaraya yükseldim. dünyanın zirvesinde olduğumu sanıyordum. ve öyleydim de, ta ki iki ay sonra sen miami'de kırmızı atletinle korta çıkıp o pazularını gösterene ve beni ikna edici bir şekilde alt edene kadar... senin hakkında duyduğum tüm o söylentiler, mallorca'dan gelen bu inanılmaz genç oyuncu, jenerasyonluk yetenek, muhtemelen bir gün bir majör kazanacak, sadece aldatmaca değildi... ikimiz de yolculuğumuzun başındaydık ve sonunda bunu birlikte başardık.
yirmi yıl sonra rafa, şunu söylemeliyim; inanılmaz bir kariyer geçirdin. on dört roland garros... ispanya'yı gururlandırdın. tüm tenis dünyasını gururlandırdın. hâlâ paylaştığımız anıları düşünüyorum. sporu birlikte tanıtmak... o maçı yarı çim, yarı toprakta oynamak... cape town, güney afrika'da elli binden fazla taraftarın önünde oynayarak tüm zamanların seyirci rekorunu kırmak... her zaman kahkahalarımızı paylaşmak... kortta birbirimizi yıprattıktan sonra kupa törenlerinde neredeyse kelimenin tam anlamıyla birbirimizi tutmak zorunda kalmak...
iki bin on altıda rafa nadal akademisi'nin açılışına yardımcı olmam için beni mallorca'ya davet ettiğiniz için hâlâ minnettarım. aslında ben kendimi davet etmiştim. orada olmam için ısrar etmeyecek kadar kibar olduğunuzu biliyordum ama bunu kaçırmak istemedim...
dünyanın her yerindeki çocuklar için her zaman bir rol model oldunuz ve mirka ile ben tüm çocuklarımızın sizin akademilerinizde eğitim almış olmasından dolayı çok mutluyuz. Binlerce genç oyuncu gibi onlar da harika vakit geçirdiler ve çok şey öğrendiler. Yine de çocuklarımın eve solak bir tenisçi olarak dönecekleri konusunda hep endişeliydim.
bir de londra var; iki bin yirmi iki'deki laver cup... son maçım. rakibim olarak değil ama çiftler partnerim olarak yanımda olman benim için çok şey ifade ediyordu. o gece seninle kortu ve gözyaşlarını paylaşmak sonsuza dek kariyerimin en özel anlarından biri olacak.
rafa, destansı kariyerinin son ayağına odaklandığını biliyorum. bittiğinde konuşuruz. şimdilik, başarında kilit rol oynayan aileni ve ekibini kutlamak istiyorum. ve bilmeni isterim ki eski dostun seni her zaman destekliyor ve bundan sonra ne yaparsan yap aynı şekilde destekleyecek.
her zaman en iyi dileklerimle, taraftarın.
roger federer