8 Ocak 2010 Cuma

yenilgiler tarihi cilt.I

o sevdiğim yazar, "ben savaşmayı severim, savaşanları severim, yenilmekten korkmayanları severim. kendi hayalini yaratıp, ne olursa olsun o hayale yürüyenleri severim,"diyor.

okuduğum kitap "kitaplığın raflarını yormak"tan bahsediyor.

sonrası haziran doksan dört... alaycı gülümsemesi ile beckett bana bakıyor. fotoğraf altı yazısı: "hep denedin, hep yenildin. olsun. bir daha dene, bir daha yenil. daha iyi yenil."

"yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır," diyor, diriliş'in en büyük şairi.

kasım doksan dört oluyor sonra: orhan alkaya. telos yayıncılık. şairin üçüncü kitabı. bembeyaz bir zemin üzerine yenilgiler tarihi cilt.I yazılı bir kitabın ilk sayfasına kasım günlerinden birini not düşmüşüm. öykücü'nün de gözleri dokunmuş aynı satırlara ve aynı ilk sayfaya mor bir kalemle "bir gün açılır açılmaz sandığın kapılar vurunca güneş," yazmış.

*

üç odalı bir kitap bu.

birinci oda: yenilmişler için on parça...

şair bu yolculuğa katılacakların listesini baştan yapıyor; "ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar". topuğundan vurulanlar, mektupları yanlış zarflara konulanlar, en güzel hikayeyi anlamayacak olanlara anlatanlar, ellerinde geçmeyen akçeler ile birer birer görüntüye giriyor. hatta peçorin bile...

modern hayatın yalnızlaştırdığı ve elinde kalanları da avuntu oluşturmaktan uzak bir adam olarak soruyor "peki beni kim intihar etti/ kim tedavülden kaldırdı böyle erken" ve 'modern' kelimelerden kuruyor mısraları.

"kısa pantolonlu cumhuriyet bayramları" uzaktadır artık. büyümek yenilginin bir başka adıdır. hayallere ve yaraya iyi gelir diye sığındığı sözcükler yenilginin bizzat kendisi olmuştur. ne yazık ki, devrim de bir yalandır. devrime inanan kalabalıklar için asıl yenilgi bu yalanı farketmektir. zamanın dar kapısına sıkışan bu defa düşlerdir.

sözler bitip bu odanın kapısını kapatırken, bütün yenilgilerden geriye "umutlar mı dağıldı? yalan/ benim dağılan" diyerek suçu kendinde arayan, artık kahraman olma şansını yitirmiş, bu berbat dünyanın herhangi bir zamanına ve yerine fırlatılmış, istese de aklından vazgeçemeyen, bedeni tarafından yaşamaya ikna edilmiş bir antikahraman kaldığını farkedersiniz.

ikinci oda, yenilgiler tarihine zeyl...

yaralı aslan'la doruğa ulaşır ve geriye söylenecek söz bırakmaz; "yaralı aslandır kıyıya oturan"...

üçüncü oda, pentimento...

şair buraya geldiğinde derin bir nefes alarak, belleğinin tablolarında bir gözden geçirme yapar. elinden geldiğince hatıraların tozlarını havalandırıp altında kalanları görmeye, tablonun bazı yerlerini tamir etmeye çalışır .

suskunluğun modern zamanların yanlış kazancı olduğu şimdinin soğuk gerçekliğinde arkadaşlarını anarak, eski güzel günler karşısında bir selam durur. her şeye rağmen umudunu korumak istercesine yenilginin bütün hallerini kutsar.

*

geriye dönüp baktığımda başka bir orhan alkaya kitabı okumamışım. yani yenilgiler tarihi. cilt I'e takılıp kalmışım.

kim bilir, "cilt II"ler, "III"ler hangi şehirde hangi denize karşı yazılmaktadır?

tarihimiz yenilgilerden kurulmuş.

o sevdiğim yazar, "ben savaşmayı severim, savaşanları severim, yenilmekten korkmayanları severim. kendi hayalini yaratıp, ne olursa olsun o hayale yürüyenleri severim," diyor.

"yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır," diyor, diriliş'in en büyük şairi.

orhan alkaya, yenilgiler tarihi. cilt I'i yazıyor.

Hiç yorum yok: