21 Ocak 2010 Perşembe

giovanni drago*

askeri okuldan mezup olup subay çıktıktan sonra, ilk atandığı yer olan bastiani kalesi'ne gitmek üzere bir eylül sabahı kentten ayrılıp yola çıktı. dört ay sonunda sahte sağlık raporu alarak geriye dönmeyi planlasa da, o gün geldiğinde, "doktor," dedi kekelercesine, "bir şeyim yok benim".

ilk günler kağıt oyunlarını hep o kazandı. çünkü ilk günlerde "hep öyle olur"du.

birbirine benzeyen günler birbiri ardına baş döndüren bir hızla geçip giderken orada oluşuna, hatta hayatına anlam katacak sandığı tatar saldırısının ihtimaliyle avunup durdu.

sadece bir kez bu ihtimali aklından çıkarıp şehre dönmek istedi. o zaman da içten içe sevdiği maria'ya "her şey sana bağlı," diyemedi ve kaleye dönüp artık hayatının anlamı haline dönüşen tatar saldırısını yeniden beklemeye başladı.

yıllar yılları kovalayıp onları beklemekle geçen bir ömrün son günlerinde tatarlar nihayet çölü geçip kaleye saldırınca ayak altında dolaşmaması için kaleden gönderildi.

bir ömrü beklemekle tükettiği savaş nihayet başladığında o bir han odasında yalnızdı ve ağlıyordu.


*: dino buzzati, tatar çölü

Hiç yorum yok: