1 Ocak 2013 Salı

defter

yaklaşık üç hafta önceydi...

uzun bir aradan sonra kendime defter aldım. içimde bir ses, defterlerine dönme zamanı gelmedi mi, demiş gibiydi.

üzerinde bulutların dolaştığı yaz denizi renginde. "akdenizin ufka doğru mora çalar mavisi" gibi değil ama, sabah sulu sepken altında başlayan ve öğleden sonra güneş altında nihayetlenen altı saatlik kanyon yürüyüşünün 'son-uç'unda karşımıza çıkan libya denizi gibi.

ön kapağın iç yüzünde bir tarih: on dört aralık cuma ankara'on iki...

ve ilk sayfa: ancak yolda olmakla tahammül edebildiğim dönemleri oldu hayatımın.

şimdilerde bir de adı var: "terk-i terk defteri".

7 yorum:

busra m. dedi ki...

elimizde bulunan defterden geriye doğru gidelim: terk-i hesti defteri, tek-i ukba defteri, terk-i dünya defteri. böyle olmalı yani. :)

verbumnonfacta dedi ki...

korkarım, geriye doğru bir okumayla defterlerine terk-i terk defteri, terk-i hestî defteri, terk-i ukbâ defteri, terk-i dünya defteri adlarını verecek kadar kutlu bir adam değilim ben. sadece yol yorgunuyum.


benimkiler daha sıradan: "her şey defteri-iki" (birincisi öykücüye ait olduğu için "iki"), "sancılı bir rotanın seyir defteri" (bu adı bir yaşar bedri şiirinden çalmıştım), (ismi olan ilk defterim ise çocukluk zamanlarıma denk geldi sayılır, bu yüzden adı komik ve bir o kadar çocukça) "günahkar çocuğun özlem mektupları".

pınar dedi ki...

Size ''mutlu yıllar ''yazmamışım.
"günahkar çocuğun özlem mektupları".
sizi neden okumayı sevdiğimi şimdi anlıyorum.


geçen gün olgunlardan ana caddeye çıkmak için geçiyorum.O kadar kalabalıktı ki.Ve ben olgunlardan kitap almayı sevmiyorum.Elinde bir demet nergis olan bir adamla karşılaştım.Kocaman bir kalabalığın içinde.Aklıma siz geldiniz.

Çiçek isimleri size ne hatırlatır başlıklı bir anket yaptıklarında nergisler diyeceğim güzel yazılar yazan bir adamı hatırlatıyor...


Min'el Lâ dedi ki...

verbumnonfacta,

Hakkınız var. Daha en başında ('yasal uyarı'nızda) ikaz etmişsiniz "Beni bu işe karıştırmayın" diye. Fakat o kadar keyif alıyoruz ki sizi okumaktan...İşte tam da bu sebepten ötürü; bu sokağı sahipsiz bırakması muhtemel her defter (adına bayılmış olsak bile ve dahi rengine) en az iki kere yakılmayı hak ediyor. Bağışlayın, gönülden geçeni dilden saklayamıyoruz. Belki her şeyden evvel bunu öğrenmeli. Emin değilim.

verbumnonfacta dedi ki...

@pınar,

nezaketiniz için çok teşekkürler. lütfen üzülmeyin, nasıl olsa geçen yıldan kalma, "mutlu yıllar" diyen bir yorum hâlâ 'denetleme bekliyor'... size de "mutlu yıllar" olsun. hatta benimkinden daha mutlu...



eğer böcek değil çiçek olma şansım olsaydı, sardunya ile nergis arasında kalır güç de olsa zarımı nergisten yana atardım.



olgunlardan kitap almayı ben de hiç sevmedim. ama "müntehir çiçek" ilhami'nin hareket yayınları'ndan çıkan ilk baskı satranç dersleri'ni oradaki bir kaldırım sergisinde bulduğumu saklayamam.


@min'el lâ,

yazdığım kırık dökük yazıların pek azının alt metni oldu. söz gelimi, "pilav," demişsem o "pilav"dır. (http://verbumnonfacta.blogspot.com/2012/03/pilav.html) "defter" bahsi de o 'pek az'a dahil olmayanlardan. burada, kendisine yeni bir defter almış bir adam anlatılmaktadır.


dilerseniz 'alt metincilik' oynayalım. kim bilir, belki çok eğleniriz.


başlıyorum, daha doğrusu uyduruyorum:


bu abimiz aşık olmuş. kızın "üzerinde bulutların dolaştığı yaz denizi rengi" gözleri varmış. öyle ki, abimize libya denizi'ni hatırlatmış. belki bu kızla beraber görmüşlerdir o denizi ve gönderme bunadır.


bu sırada takvimler on dört aralık on ikiyi göstermektedir. günlerden cuma, şehir ankaradır. kıza, sana çok aşık oldum ama bu farklı çünkü sonsuz olacak, sözü vermiştir ve bu sözü, terketmeyi terk ediyorum, diyerek mühürler.


henüz buradayım. şimdilik problem yok.

Zeynep Merdan dedi ki...

günahkar çocuğun özlem mektupları tüm bir mahlukata aynı anda fahr ve ukdeyle bakan, ne isteyen ne de vaz geçebilen insanlari anımsatti. -günahkar kelimesini kendini levveden insan manasıyla düşünürsek elbette-

"terk-i dunya defteri" başta olmak üzere adi geçen tüm defter isimlerini beğendim. ama bir çift mavi gözün defter kabina sonsuzluguyla ilham vermesi, kara kaplı defter'i ve ben defterleri'nden başka defteri olmayan benim daha çok hoşuma gitti.

verbumnonfacta dedi ki...

çocukluk zamanlarıma denk geldiğini söylemiştim, daha üniversite bitmemişti bile.

"adı geçen" tüm o defterlerin isimleri kadar içerdikleri de güzel bana kalırsa.

son olarak, size bir sır vereyim mi? ben renkli göz sevmem.