23 Eylül 2009 Çarşamba

se7en

günlerdir biteviye yağan bir yağmur.

ve ben kendimi se7en filminde gibi hissediyorum.

yazdan sonra değişen mevsimin habercisi olan ilk yağmurlardan farklı, apansız başlayarak yazdan arda kalan bir güneşe aldanan kafe sahiplerinin dışarıya attığı masaları ıslatan yağmurlardan da...

şehre dönmeden önce son defa kumsala inen boğazlı siyah kazağını giymiş güzel kadınların kirpiklerini ıslatarak bir kaç tel saçını yüzüne yapıştıran yağmurlardan da farklı.

tıpkı se7en filmindeki gibi gri bir gökyüzü altında, tekinsizlik ve rahatsızlık hissi veren bir yağmur bu.

bu hava kendi kendime, "sanatın hayatı taklit ettiği gibi hayat da sanatı taklit eder mi," diye sorduruyor.

belki de şu an , incilden etkilenen bir seri katil bir yerlerde baba, oğul ve kutsal ruh adına sanatsal cinayetler tasarlıyordur.

belki de ben. kim bilebilir?

bilinçaltı dedikleri... bir kara delik.

Hiç yorum yok: