17 Eylül 2009 Perşembe

o sahne: barfly (1987)

oscarları ciddiye almam; çoğu zaman kazananların sinemayı sinema yapan güzelliklerin dışında belirlendiğine inanırım çünkü.

bu yıl milkdeki oyunculuğuyla sean penn' in oscarı hakettiğinden hiç şüphem olmadı, ama bu performansın sin city ve domino ile başladığı geriye dönüş yürüyüşünü the wrestler ile taçlandıran mickey rourke' un randy 'the ram' robinson' uyla aynı yıla denk gelmesine çok üzülmüştüm. en az birine yazık olacaktı.

dün akşam evde son kalan şeyleri toplarken elime geçen barflyı izleyeyim dedim ve görüntünün küçücük bir ekrana sıkışmasına razı gelerek izlemeye koyuldum. yanılmıştım. eğer oscar oyunculuğa veriliyorsa ödül doğru adresi bulmuştu. mickey rourke' un yaptığı o zamandan bu zamana kendi hallerini ortaya koymaktan başka bir şey değil çünkü. buna çok sevdiğim rumble fish ve angel heart da dahil.

yine de oyunculuğunun her zaman kendinden izler taşıdığını bildiğimiz mickey rourke' un barflydaki henry chinaski performansı, kusursuz bir beden diliyle hayat verdiği kahramanın ruhunu nasıl da derinden kavradığını ortaya koyuyordu. her halde charles bukowski' nin yarı otobiyografik kahramanı henry chinaski' yi huysuz ihtiyar bukowski' nin de bir yerlerde itiraf ettiği gibi kimse ondan daha iyi oynayamazdı.

buraya ara sıra not düşmeyi planladığım 'o sahne' lerin ilkini de o filmden seçtim.

işte o sahne:

bir barda tanışan henry ve wanda, bir markete girip bir yığın içki satın aldıktan sonra wanda' nın evine giderler. niyetleri içmeye orada devam etmektir.
içmeye başlamadan önce karşı karşıya otururlar ve wanda söze başlar.

'just one thing. i want never fall in love. i don' t wanna go through that. i can' t..'

şefkatle wanda' nın gözlerine bakan henry, hayata karşı bütün kayıtsızlığıyla
'don' t worry. nobody' s ever loved me yet.'*
der..



serbest çeviri*:
w - tek bir şey.. asla aşık olmak istemiyorum. buna yeniden girmek istemiyorum. bunu yapamam.

h - endişelenme... bana şimdiye kadar kimse aşık olmadı.

Hiç yorum yok: