18 Ağustos 2024 Pazar

mürekkep yerine limon suyu

beyaz kağıda mürekkep yerine limon suyu kullanarak yazdığımız cümlelerin bir süre sonra görünmez olduğunu çocukken öğrenmiştim. ama nasıl? belki büyük bir heyecanla okuduğum bir kitaptan, belki fen bilgisi derslerinin birinden. bilmiyorum.

çünkü maceradan uzak, sıkıcı hayatına heyecan katmak için kitaplara koşan küçük çocuk da bendim, eğer büyüklerin sözünü dinler, derslerinde başarılı olursa iyi bir insan olacağını sanan çocuk da.

kağıdı ateşe tutunca, yanmakla kurumak arasındaki bir anda yazı okunur olurdu: seni seviyorum baba. iyi ki benim babamsın. bunun için her gün allaha şükrediyorum.

*

altben, ego, gizli ben... freud burada olsa hangisini kullanırdı bilmem. belki, "bırak bu işleri, kalbi kırık cümleler yazmaya devam et," derdi. ama yok, üstelik kalem benim elimde.

adı her neyse, bilimsel karşılığı ne ise o. tam da buna benziyor. bana kalırsa, yazılırken yüzde yetmiş beşi mürekkep yerine limon suyu kullanılmış defterleriz biz. geriye kalan yüzde yirmi beşi herkes okuyor da yüzde yetmiş beş saklı kalıyor. çoğu zaman bizden bile.

bir gün, bir an bir şey oluyor: bir şarkı, bir koku, bir kaza, bir mektup... o şey kağıdı tuttuğumuz aleve dönüşüyor. hiç beklemediğimiz kadar öfkeli, özlemiş, tutkulu, alçak, gaddar oluyoruz.

bizi bile şaşırtıyor bu hâl. daha evvel hiç böyle olmamıştık çünkü. geçmişte ip-uçları arıyor, "bu, ben miyim?" diye merakla aynalara bakıyoruz.

evet, biziz. bir süre önceki beyaz, boş sayfa. sadece bir yangın çıktı, alevler yaklaştı.

Hiç yorum yok: